



Her yıl Cunda adasına birkez gider ve muhakkak Nesos' a uğrarım. Nesos, Cunda adasının sayılı balık lokantalarından birisi ve sahil kıyısında yeralıyor. Buranın balıkları kadar zeytinyağlı mezeleride mükemmeldir. Ben bu sefer bir değişiklik yapıp sadece mezelerden oluşan bir tabak hazırlattım kendine, birde tabii olmazsa olmazım kalamar tava. 


lemiş olurmuyum bilmem. Herşey günlük ve çok taze. Kullandıkları zeytinyağını alıp içtim misler gibi, yemek öncesi ikramlık yeşil zeytinlerinide tepede ki köyden özel olarak getirtiyorlarmış. ''Ne yesem acaba'' derken o sıkıcı menuler yerine ''buyrun mutfaga gelip kendiniz seçin'' demeleriyle ben zaten hepten mest oldum. Menümde şunlar vardı, kendilerine has karışık mevsim salata, midye dolma, kalamar tava, turp otu, közde patlıcan salatası, barbunya pilaki, deniz börülcesi ve barbun balığı. Hepsi de taktir edilecek kadar lezzetli olmuştu. Bunun dışında servis kalitesi sunum da şahane, insanı sık boğaz eden garsonlar yerine, güler yüzlü yöre insanı size garsonluk değil ev sahipliği yapıyorlar. Bu saydıklarımı büyük bir ze
vkle yedikten sonra yine kendilerine has sunumlarıyla Türk kahvesi ikram ettiler. Diyebilirsiniz ki Türk kahvesinin neyini anlatacaksın neşe, ama inanın bazen ''acaba gidipte Kemal abinin elinden bir kahve içip işime gerimi dönsem'' diye düşünmüyor değilim, İstanbul-Assos 7 saat !!! nasıl olacaksa hayel işte :) Ama özel çömlekte ikram edilen o cağnım damla sakızlı Türk kahvesi için hayal bile etmeye değer diyorum...
Bu havalarda evde oturmak ne mümkün dimi ? Biraz mutfağa girip yeni birşeyler deniyeyim diyorum ama sokakta ki hareketlilikten mi nedir bir türlü evde olmaya fırsat bulamıyorum. Bu yuzden blogumda yemek tariflerimden daha çok ''cafe-restorant'' gibi mekanlara yer verip, ne-nerede yemeli? gibi bir köşe yapmaya karar verdim. İlk durağımız Meydan AVM bulunan Bella Napoli adında ki restorant. Mağlum tabii bu aralar İtalyan mutfağının etkisi altındayım ve henüz çıkacak gibi de görünmüyorum :)
Bu şahane kremalı mantar soslu makarnayı Piazza Novana da (Roma) 5 dk içerisinde tükettim ve tadı hala damağımda desem yeridir. Tek kelimeyle mükemmeldi ! Şimdilerde makarnayı bu lezzette yapabilmek için kendimi eğitmeye çalışıyorum, kısacası yeni hedefim bir İtalyan kadar iyi makarna yapabilmek :)
Evet nihayet tatil rehavetini üzerimden (istemeyerekte olsa) atıp, bloguma bakabildim. Bu süre içinde mutfağa hiç girmedim ama İtalya da yemek yediğim hemen hemen her restoranttan kendime bilgi toplayacak tecrübeler edindim diyebilirim. En kısa zamanda burada paylaşmak üzere diyorum...
Sonbahar bitti bitecek derken erteleyip durduğum Akçakoca gezimi nihayet bu hafta sonu gerçekleştirebildim. Tabii amacım yaptıklarımı anlatıpta sizleri kıskandırmak değil :) sadece olur da yolunuz Akçakoca' ya düşerse veya ''harika bir doğa göreyim bir de üzerine şahane balık sefası yapayım'' derseniz Akçakoca da nereleri gezmeli? nerede yemek yemeli ? biraz bundan bahsetmek istedim.
ık 3 km yol
Ve bu kadar yol yürüyüpte temiz havayı aldıktan sonra acıkmamak, hele ki Karadenize gelmişken balık yememek ne mümkün ! Doğruca bize önerilen Hamsi Restorant gittik. Tek kelimeyle MÜKEMMEL demek istiyorum. Balığından tutunda salatada ki malzemelere kadar herşey inanılmaz taze ve lezizdi. Salata Amasra usulü, balıklar taze olduğu kadar ustaca pişirilmiş, ekmeği karadenizin o dışı sert içi pofuduk ekmeklerinden, birde yemeğin üzerine kendilerine has fındıklı helva ikramları var ki buraya en kısa zamanda tekrar gelmem için yeterli sebebim oldu. Kısacası tadıyla ikramıyla 4-4 lük bir mekan. Başında da söylediğim gibi yolunuz birgun Akçakoca'ya düşerse Ali ustanın Hamsi restorantını, Gurme de kahve içemeyi ve varsa vaktiniz kaleye gitmeyi unutmayın derim. Herkese iyi haftalar...


Rize'nin ünlü şeker fasulyesini özel tekniğiyle pişiren Hacı Hüsrev, bu işin en iyisi olmakla kalmayıp aynı zaman kurufasülyenin ustalarınıda yetiştiren tek adres denilebilir. Türkiye de 3 şubesi bulunan Hüsrev Lokantası nın Rize-Çayeli 'nde ki yerine gittim. Gerçektende yerinde tatmak ayrı bir zevkmiş, kocaman tencerelerinden bol kepçe servis yapılan kurufasulyenin yanında, kendilerine has ayranlarınıda mükemmeldi. İstanbul-Esentepe de bulunan şubesinde çoğu kez kurufasulyesini yemişimdir ancak aynı zevki aldığımı söyleyemem, malesef İstanbulda ki şubesinde biraz yağlı yapıyorlar. Bu arada merak edenler için söyliyim 3.cu şubeside Ankara-Balgat da bulunuyormuş. Kurufasulye yapılışı ve malzemesi ile hem kolay hemde ucuz yemeklerimizden birisi ama tadı tutmazsa asla sevilmez. Bu yüzden işi ustalarından öğrenip yapmakta fayda var. Ben birkaç ip ucu elde ettim, kendim yaptığım zaman ayrıntıları sizlerlede paylaşacağım.
Bu Blogda Ara