Türkiye 'de kadınların %60 , erkeklerin ise %50 si kilo problemi yaşıyormuş. Dün de yine haberlerde obezitenin Amerika' da ciddi bir tehdit oluşturduğunu ve okullarda kilo yapan abur cuburun yasaklanmasının gündeme geldiğini dinledim. Hemen her gün medyada şişmanlık konu ediliyor. Değişik diyetler (çoğu bizim için uyulması imkansız veya sağlık açısından güvenli değil), öneriler, konusunda uzman kişilerin konuşmaları, kilo problemi olan bir çok kişi tarafından ilgiyle takip edildiğinden medyanın can simidi. Özellikle bahar döneminde, tabiat yenilendiği için insanlar da bir değişim, arınma, yeniden enerji kazanma ihtiyacı duyuyor.
Bende rejimimi bahar da yaptım.Kışın insan daha hareketsiz kalıyor . 36-38 beden giyerken, birden kıyafetlerimin alarm vermesi, kendimi ufacık bir işte yorgun hissetmem, yemeğe düşkünlüğün baş göstermesi, kilo aldıkça iştahın fazlalaşması ve durumun gittikçe içinden çıkılmaz bir hale dönüşmesi, kısaca kilolarımın beni ziyadesiyle mutsuz etmesi rejim kararı almamın sebepleriydi.
En önemlisi zaten kararlı olmak Rejimin getireceği sıkıntılara katlanabilmek için gereken iradeyi göstermekte bu çok önemli. Sonrasında ne yiyeceğimi planladım. İlk 10-15 gün tabiki çok zordu. Vücudun alıştığı bir yeme sisteminden çıkınca, ruhen ve bedenen etkileniyorsunuz. Mesela ben tatlıyı çok severim (hala değişmedi) hergün tatlı yeme alışkanlığım vardı. Dietisyen kontrolünde yapmadım . Elimde bir ilaç firmasını verdiği broşür var. Oradaki öneriler bana çok uygulanabilir geldi. Onları uyguladım. Birde eskiden beri sağlıklı beslenme , kilo verme konularıyla çok ilgili olduğumdan, bir birikimim vardı.
Bende rejimimi bahar da yaptım.Kışın insan daha hareketsiz kalıyor . 36-38 beden giyerken, birden kıyafetlerimin alarm vermesi, kendimi ufacık bir işte yorgun hissetmem, yemeğe düşkünlüğün baş göstermesi, kilo aldıkça iştahın fazlalaşması ve durumun gittikçe içinden çıkılmaz bir hale dönüşmesi, kısaca kilolarımın beni ziyadesiyle mutsuz etmesi rejim kararı almamın sebepleriydi.
En önemlisi zaten kararlı olmak Rejimin getireceği sıkıntılara katlanabilmek için gereken iradeyi göstermekte bu çok önemli. Sonrasında ne yiyeceğimi planladım. İlk 10-15 gün tabiki çok zordu. Vücudun alıştığı bir yeme sisteminden çıkınca, ruhen ve bedenen etkileniyorsunuz. Mesela ben tatlıyı çok severim (hala değişmedi) hergün tatlı yeme alışkanlığım vardı. Dietisyen kontrolünde yapmadım . Elimde bir ilaç firmasını verdiği broşür var. Oradaki öneriler bana çok uygulanabilir geldi. Onları uyguladım. Birde eskiden beri sağlıklı beslenme , kilo verme konularıyla çok ilgili olduğumdan, bir birikimim vardı.
- Öncelikle kendime küçük bir tabak edindim .
- Alışverişe gittiğimde irademe hakim olup diyetimi sarsacak gereksiz yiyecekler almadım(şimdi de almıyorum).
- Sofraya ne yemeyi planladıysam onu koydum.
- Çocukların artan yemeklerini yeme alışkanlığından vazgeçtim:)) Sanırım annelerin kilo almasının esas sebebi bu.
- Yemeğimi yavaş yavaş yedim ve bu yemeğin bana kesinlikle yeterli olduğunu çok lezzetli olduğunu , daha fazlasının bana zarar getireceğini düşündüm.
- Yemek öncesi 2 bardak su içtim. Özelikle sabah kalkar kalkmaz da büyük bir bardak su içiyorum.
- Doymayı hiç düşünmedim , sadece açlığımı bastırmayı hedefledim.
- Pişirdiğim yemeklerdeki yağ oranını yarı yarıya düşürdüm. Zaten çok yağlı yemek pişirmiyordum. Yağı hiç yemediğim gün olmadı. Mutlaka 1 yemek kaşığı kadar yağ yedim. Kullandığım yağ tahmin edeceğiniz üzere tamamıyla zeytinyağı.
- Rejim sırasında kek de yedim , kurabiyede. Çünkü bunlarız bir rejim gerçekçi olmuyor. Kaçamak yapmak yerine evde yağı , şekeri azaltılmış kurabiyeler, kekler yapılabilir. Haftada birkaç kere yedim:))
- Bol meyve açlığı geçirmek için ideal. Şimdi de sabah suyumu içtikten sonra kahvaltı öncesi 1 elma mutlaka yiyorum.
- Rejimin sadece beslenmeyle olamayacağını öğrendim. Mümkün olduğu kadar hareketli , aktif olmak gerekiyor . Hayatımda hiç spora yatkın olmadım. Hatta okulda beden eğitimi derslerini hiç sevmezdim. Yapabileceğim tek spor yürüyüş ve bisiklete binmek. Şöyle bir şansım var. İşimle evimin arası tam 3 km.Haftada üç gün işe gidip gelirken tempolu yürüdüm. Bunun dışında kendime bir ip aldım ve ip atlamayı denedim( hiçde kolay değilmiş). Kızlarımla hergün (6 km yürüdüğüm günlerde de) hareketli müzik eşliğinde en az 15 dakika hopladım. Ütü yapmak gibi en sıkıcı bulduğum işi harketli müzik dinleyerek veya televizyon seyrederek ayakta yaptım. Böylesi daha zevkli oldu . Birkaç kalori daha fazla harcayabilmek için asansör kullanmayıp, 6 katı merdivenle çıkıp indim. Aktivitemi artırdıkça kendimi daha hafif daha enerjik hissettim.Hiç bir işe üşenmedim , hep daha fazla kalori harcamayı düşündüm. Ve daha aktif ,hareketli olma çabaları benim için görev olmaktan çıkıp, rahatlatan, hayatımı kolaylaştıran ve zevkli hale sokan fırsatlar oldu.
- Akupunktur, sıkılaştırıcı krem, diyet çayı kullanmadım. Bunlarla zaten tek başına sonuç almak mümkün değil. Diyet çaylarının ve kremlerin tansiyon yükseltici ve kalp çarpıntısını artırıcı ilaçlar içerebildiğini öğrendim. Bunları satanlar "oturduğunuz yerden ,herşeyi yiyerek kilo verebilirsiniz" diye reklam yapıyor. Aslolan dengeli ve doğru beslenme tarzına alışabilmek, egzersiz yapabilmek.
- Bir parça kalori hesabı yaptım. Yapay tatlandırıcı kullanmadım. Ligth ürünler kesinlikle kullanmadım.Rejimle birlikte , tüm hayatım boyunca uygulayabileceğim bir beslenme tarzı edinmeyi hedefledim. Çayımı şekersiz içmeye alıştım. 1 adet kesme şekerin 40 kalori olduğunu hatırlatmak istiyorum. İçecekte şekerden vazgeçemiyorsanız, esmer şekerin beyaz şekere göre kalorisi daha düşük. Günlük 1200 kalorinin altına düşmedim hiç. Çünkü bu, kas erimesine sebep oluyormuş.Masa başında oturarak çalışan bir insan için 1700 kalori yeterli. İhtiyacımız olan kaloriden 200 kalori daha az alırsak , kilo vermeye başlıyoruz.
- Akşam 7 den sonra hiçbirşey yememeye gayret ettim. İşten 7-8 gibi eve döndüğüm için bu biraz zor oldu.
0 Responses to "Nasıl Kilo Verdim?"
Yorum Gönder