GÜNLÜĞÜMÜZ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
GÜNLÜĞÜMÜZ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

HARİKALAR DİYARI

Author: LUGAS // Category:
Yarım saattir oturup fotoğraflara bakıyorum tarif ekleyecektim ama hiç içimden gelmedi kaç defa yazdım yazdım sildim bende yazdan kalma fotoğraflarımızdan paylaşmak istedim güzel bir gündü sıcacık, şu an battaniyeye sarılmış ısınmaya çalışırken fotoğraflar içimi ısıttı. Ankarada deniz yok evet ama görülmeye değer o kadar güzel yerler var ki işte onlardan biri Harikalar Diyarı.
Hem yeşillik güzel bir park hem de içindeki masal adasıyla gerçekten kendinizi masallarda hissedeceğiniz bir yer. Red Kit, Tom ve Jerry, Pamuk Prenses, Şirinler, Taş Devri,Çizmeli Kedi Kırmızı Başlıklı Kız ve daha bir çok masal ve çizgi film karakterlerinin temsili evleri, maketleri var Ankarada oturupda görmeyenler mutlaka görmeli.

Fotoğrafların üzerlerine tıklayıp büyük boyutlarını görebilirsiniz.









BEYPAZARI GEZİMİZ

Author: LUGAS // Category:
Epeyce bir zaman geçti üzerinden ama kızımla yaşadığım güzel günlerden birini sizlerle paylaşmak istedim. Okullar kapndıktan sonra eşimin öğretmen arkadaşı Beypazarı ilçemize bir gezi planlamış sağolsun. Benimde memleketim olur Beypazarı nasıl özlemiştim nasıl burnumda tütüyordu çok sevindim bu gezi olayını duyunca başta kararsız kaldım betül daha yürüyemiyordu sabahtan akşama kadar dayanabilir miydi onca karmaşaya ama bir cesaret haydi gidelim dedim ve yolculuğumuz başladı kuzucuğum yolculuk süresinde hiç üzmedi beni biraz uyudu ve beni bu uyku çok rahatlattı. Beypazarına vardığımızda ilk olarak Hıdırlık Tepesine çıktık Beypazarını kuşbakışı seyrettik ne güzel bir manzaraydı tertemiz pırıl pırıl bir hava vardı.İşte Hıdırlık Tepesinden iki güzel manzara..



Hıdırlık tepesinden sonra Gümüşçüler çarşısına uğradık Beypazarının Telkari sanatı meşhurdur ordan bir yüzük beğenip aldım takıyla aram olmadığı için fazla bişey almadım bakmakla yetindim o güzelim sanat eserlerine.

Beypazarı'nın çarşısında şöyle bir tur attık meşhur yiyeceklerinden tarhana,cevizli pekmezli sucuk,havuç lokumu,kuru, dut ve kiraz aldık Beypazarı'nın müzeye dönüştürülen tarihi konaklarını gezdik Kuş Evini gezdik. Daha sonra yine tarihi bir konakta yemeklerimizi yedik Beypazarı'nın meşhur Güvecinden (ilk yaptığımda tarifini ekleyeceğim) Yaprak Sarmasından yedik .

Tarihi giysiler müzede sergileniyor.

Çaylarımızı İnözü Vadisinde içmeye karar verip arabayla yola koyulduk. Merkeze 5 dk. mesafede İnözü Vadisi yemyeşil ağaçlarla bağlarla dolu mükemmel bir yerdi semaverlerle geliyor çayınız o tertemiz havaya o güzelim yeşile karşı oturup içtik çaylarımızı ama ne yazık fotoğraf çekmek hiç aklıma gelmedi orada çok pişmanım ama bir daha gidersek bol bol çekeceğim.

Betül beni hiç üzmedi o da halinden çok memnundu kalabalık bir grubumuz vardı kucaktan kucağa gezdi bizi hiç aramadı keyfi yerindeydi yanlız biraz bebek arabasında oturmaktan sıkıldığı anlar oldu ama arkadaşlar sağolsunlar çok ilgilendiler. Betül bir arkadaşımızın kucağında arkasını dönmüş ona bakanda babacığımız yeşil tişörtlü:)


Burdada bana bay bay yapıyor kuzum yeni öğrenmişti o zamanlar:)


Dönüşte yine bizi kapımızın önüne kadar bıraktılar çok güzel bir gün geçirdim kızım,eşim ve arkadaşlarımızla birlikte umarım yine kısmet olur hem bu kez kızım yürüdüğü için daha rahat olur sanırım bizim için.Sizlerin de bu güzel yöremize gelmenizi tavsiye ederim yavaş yavaş apartmanlar sarıyor her tarafı bu güzellik yok olacak diye korkuyorum o yüzden bol bol gidip görmek istiyorum ben de...

PİLİÇ MADLEN VE BENİM CİMCİME KIZIM

Author: LUGAS // Category: ,

Bakmayın cimcime yazdığıma ne yaramazdır o bir ben bilirim bir de Allah. Görseniz ne kadar akıllı ne uslu bir çocuk dersiniz ki görenler annem dahil bu kız çok uslu maşallah diyorlar. 18 aylık kızım kanepelerden atlar, sandalyelere, komidinlere tırmanır, çekmecelerin içlerine girer, bulaşık makinasının kapağında zıplar bir bakarsınız mutfak çekmecesinden ayakkabı çıkar. Bir bakmışsınız salonun baş köşesinde kaşıklar, çatallar, tencereler... Sabah sizden önce kalkmışsa yandınız evde adım atacak tek bir nokta bırakmaz. Çekmeceler boşalır oyuncaklar koridor boyunca sıralanır. Çoğu zaman gülerek karşılasam da bazen sabır taştığı noktalar da oluyor tabii ama yapacak birşey yok sonuçta kıyıpta asla vuramam onun yerine kendi kendime ellerimi sıkarım saçlarımı çekiştiririm:) Eşime anlatıyorum akşam gelince inanamıyor öyle ya baba gelince kuzu oluyoruz nasıl inansın ki. Babası yemek ye der hemen yemeğini yer dağıttıklarını topla der hemen toplar babası ne derse yapar ama anneye gelince yok. Kızıp bağırdığımda sessizce gider yanımdan bir süre gelmez sonra gülerek gelir öper sarılır ve bende yelkenler anında suya iner tabii.
Bu aralar en büyük eğlencesi ışıkları kapatıp açmak çoğuna yetişiyor ama bazı ışıkların düğmeleri yüksek onlara yetişemiyor o zaman da devreye anne giriyor:) Geçen gün beni çağırdı gittim ne isteyecek bakalım diye. Banyonun kapısının yanında yere oturmamı istedi işaret ederek oturdum bende ne yapacak merak ettim üstüme çıkıp banyonun ışığını yakıp doğruca banyo dolaplarını açmaya girdi ben şaşkınlıktan oturakaldım nerden aklına geldi de benim kucağıma basıp yaktı o lambayı hayret ettim. Yine geçenlerde babası okuldan geldi babasının ayakkabılarını aldı hemen ayakkabılığa koydu terlik getirip babasına giy diye işaret etti ikimizde hayretler içinde kaldık.

Güzel kızım inşallah büyüpte bu yazdıklarımı gülümsemeyle okuyacak "gerçekten bunları ben mi yaptım" diye soracak inşallah o günleri görmek kısmet olur.

Çok uzattım ama ne yapayım annelik güzel, tüm sıkıntılarına zorluklarına rağmen tüm annelere sevgiler ve saygılar sunarak tavuk madlenime geçeyim.


Tavuk madleni yine yemekteyiz programında gördüm hemen denedim. Programda beğenildi mi bilmiyorum izleyemedim sadece tarif kısımlarına bakıyorum. Eşimle ben çok beğendik sizinle de paylaşmak istedim .

Malzemeler: (2 kişilik)
2 adet tavuk göğsü

100 gr. kadar mantar

1/2 su bardağı rendelenmiş kaşar

2 adet yeşil sivri biber

1 adet domates

1/2 baş soğan

tuz,karabiber ve arzu ettiğiniz bahartlar

yine arzuya göre sarımsak koyabilirsiniz

kızartmak için sıvı yağ

Yapılışı: Marketlerde satılan tabak içinde göğüsten kullandım ben bir tanesi yarım kalp şeklinde oluyor onun ortasını bıçak yardımıyla açtım görünümü kalbe benzedi. Su bardağının taban kısmıyla bir güzel incelttim. Tabii siz bu işlemlere gerek duymadan kasaba hazırlattırabilirsiniz tavuğunuzu.

İki kaşık sıvı yağda soğanı ve küçük doğruyoruz biberleri biraz kavuruyoruz. Üzerine temizlenmiş ayıklanmış ve küçük küçük doğranmış mantarları eklediyoruz. Mantarlar suyunu salıp çekene kadar pişirip kabuklarını soyarak doğradığım domatesleri ekleiyoruz. Domateslerde yumuşayınca tuzunu ve baharatlarını ekleyerek ocaktan aldıyoruz.

Tavuk etinini tuzluyoruz arasına pul biber ve kekik serptiyoruz. Yarısına mantarlı harcın yarısını koyuyoruz kaşarımızında yarısını koyuyoruz ve kapatıp kürdan yardımıyla kenarlarını açılmaması için güzelce teyel yapar gibi kapatıyoruz. Diğer tavuk göğsümüzüde aynı işlmelerden geçirerek hazırlıyoruz.

Bir tavaya sıvı yağ koyup kızdırıyoruz ve tavuklarımızı kızartıyoruz.

Sıcak sıcak servis ediyoruz dilerim anlatabilmişimdir. Afiyet olsun.

UYUZ SUYU ŞELALESİ

Author: LUGAS // Category: ,

Eşim bir belgeselde görmüş bu şelaleyi haftasonu gidelim diye çok ısrar etti. Gaz parası çok gider, çocuk küçük onca yola dayanamaz deyip ikna ettik gitmeyecektik onun yerine yine Beypazarına gidip dönecektik.

Pazar sabahı geldi babamlar bizi aldılar çıktık Beypazarına doğru yola. Yol boyu harika gelincik, papatya ve kiraz ağacı manzaralarıyla vardık Beypazarına ama festival varmış, sokaklarda adım atacak yer yok aşırı kalabalıktı giremedik çarşıya eşim buraya kadar gelmişken görelim o şelaleyi dedi. Babam kıramadı Nallıhan'a doğru yol almaya başladık. Önce Çayırhanda Kuş Cennetini gördük muhteşem bir manzaraydı

Ankarada gezip görülecek yer yok, denizi yok diyenler görmeliydi bu güzelliği öyle heybetli bir dağı da vardı ki kırmızı,mavi ve beyaz renklerin buluşmasıyla oluşmuş sanki boya kalemleriyle çizilmiş kelimeler yetersiz kalır anlatmaya. Kıpkırmızı bir toprak nasıl olur rabbim neler yaratmış, mavimsi toprak sanırım kildi birde bizim oraların(beypazarı) genelde toprağı beyazdır özelliği nedir bilemiyorum ama dağlarımız bembeyazdır. İşte böyle güzelliklerin arasından geçerek Nallıhan'a vardık.

Küçük bir marketten yiyecek, içecek malzemelerimizi alıp şelalenin yolunu sorduk bir genç tarif etti bize ama nasıl etmiş çok bedduamızı aldı :)dediği yönde en az 20 km. yol gittik sonra bir araba rastgeldide sağolsun bizim kaybolduğumuzu anlayıp durdu Allahtan biliyormuş şelaleye giden yolu tekrar geri döndük Nallıhana oradan Bolu yoluna doğru gitmemizi söyledi tekrar yanlış anlaşılma olmasın diye bir benzincide inip sorduk nerededir bu şelale diye çok ilginç oranın yerlisi bile bilmiyordu bilen bir yolcu benzin alırken bizim sorduğumuzu görüp yanımıza geldi o daha önce gitmiş çok zor bulmuş detaylıca tarif etti sağolsun.

Göynük sapağından sola dönüp en az 20 km gittik sonra tabelayı nihayet görebildik. Öyle bir güzellik barındıracaksın ilçende ve hiç bir şekilde ne bir tanıtım ne bir tabela koymayacaksın nasıl çalışıyor belediyesi anlamadım. Karacasu köyünün içinden bir yol uzanıyor dağ boyunca öyle bir yol ki bir adım öteni göremiyorsun kıvrım kıvrım heryanı çam ağacı mis gibi çam kokuları geliyor dolana dolana dağın neredeyse zirvesine vardık yol çok kötü değildi asfalt olmasada düzgündü arabayla rahat çıktık 7 km. yazıyordu tabelada.

Şu kıvrımı geçelim varırız diyoruz yok burayı dönünce görürüz yok ama görülecek bir yerde değilmiş bizden önce giden birkaç araba varmıştı onları görünce durduk bizde yoksa mümkünü yok rabbim sanki kimseler görüp bilmesin diye saklamış.

Bilmiyorum ne söylesem çok güzel,harika,muhteşem,mükemmel yok hiç biri anlatmaz o güzelliği o tertemiz havayı o bemberrak suyu anlatmaya.

Şelaleyi görebilmek için biraz daha aşağı inip yürümek gerekiyor oraya araba inemiyor suyun içinde biraz gezindik çok kuvvetli akmıyor su bu yıl bayağı yağmur filan yağdı ama yinede yeterli olmadı demekki duyduğumuza göre uyuz hastalığına iyi geliyormuş o su o yüzden ismi uyuzsuyu şelalesi akarsu normalde buz gibi olur ya bu suyun bir özelliğide yaz- kış sıcaklığının 36 derece olmasıymış çok özlemişim dağ havasını insanın bir ömür orada kalası geliyor.

Çok güzel ve çok yorucu bir gün geçirdik kilometrelerce yol gittik ama değdi şelale 21 haziranda kuruyormuş önümüzdeki seneye kadar birdaha gidemeyiz artık.

Ankaraya yaklaşık 190 km mesafede gittiğimiz yer yaklaşık 50 lira kadar gaz yaktı araba üstelik biz birde yolu kaybedik 20-30 km fazladan gitmiştik buna rağmen 50 lira çok iyi bence imkanı olan herkes görmeli.

Dönüşte Davutoğlanda oturan akrabalarımıza da uğradık inekler,köpekler kediler, tavuklar tam çiftlik gibi evleri taze taze süt verdiler bize .

Bu durumdan en çok memnun olan tabii ki kızımdı doyasıya koşturdu güldü eğlendi zaten tam bir araba hastası çok iyi geldi bu gezi inşaallah daha güzel yerlerde görür.
Yazmayı unuttum birde karacasu köyünün girişinde köy sofrası diye bir mekan vardı içine girmedik ama yöresel lezzetler sunduklarını duydum dışarıdan da oldukça güzel görünüyordu.

Detaylı bilgiler için bu siteyi bir ziyaret edin derim sevgiler.


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...