Yeni bir tarif yayınlama arasını bu kadar açtığımda kafamı toparlamam daha da zor oluyor. Bir de elimde yeni denenmiş bir tarif yoksa iyice üzerime üşengeçlik basıyor. Aslında bu cici bisküvilerin yerinde de oğlumun ikinci yaşgünü pastası olmalıydı ama içimden onu bile yapmak gelmedi. Yok yok sanmayın ki depresyondayım; sadece burada kutlayacak kimse olmadığı için elim bir türlü gitmedi. Bir de babaannemizin gelecek olması nedeniyle, oğlumun pastasını biraz ertelemek istedim o kadar. Ama çok yakında "pingu"lu bir pasta burada yer alacak inşallah. Bilmeyenleriniz için söyleyeyim, "pingu" bir çamur animasyon kahramanı. Kendisi adından da anlaşıldığı gibi bir penguen ve en büyük özelliği oğlumun ilk anlamlı söylediği kelimelerden olması. Lafı uzatmayayım, bir aksilik çıkmazsa haftasonu oğlumun pastasını yapıp sizlerle de paylaşacağım.
Onun haricinde biraz son günlerde neler olup bitiyor biraz bahsedeyim. Mesela bu hafta başı tutan "erik" krizimden. Çok yakın bir arkadaşımın "burada(Türkiye'de) erik çıktı"demesiyle bir anda elektrik şoku verilmiş gibi oldum. Kendi kendime diyordum, burada bahar'ın bir eksikliği var diye, çocukluğumun bahar habercisi eriği görmemişim de ondanmış. Meğer kendimi buranın baharına yabancı hissetmemin ana sebebiymiş kendileri. Msn iletime "Carrefour'a erik almaya gidiyorum" iletisini düşüp, meselesi açıldıktan belki en fazla 10 dakika sonra kapıdan erik almaya gitmek üzere çıkmıştım bile.
Burada ha deyince bir yerden bir yere gitmek çok kolay aslında, bolca taksi var ve inanılmaz da ucuzlar. Azıcık da gideceğiniz yerin adını söylemeyi kıvırdıysanız tamam. Fakat gözü açıklara karşı uyanık olmalısınız. Pek çok kez başıma gelen "sırayı hiçe sayma" durumunu yine yaşadım. Yani kasada veya taksi sırasında olsun farketmez, siz el edip durdurmuş bile olsanız birisi hoop diye önünüze geçebilir. Kasada eliniz kolunuz alışveriş sepetinin ağırlığından perişan, Çince kavga kelimeleri bilmediğiniz için içiniz sinirden şişmiş bir şekilde kalakalabilirsiniz. Neyse ki bu sefer son aldığım dil derslerinin de yardımıyla önüme atlayıp taksiye oturuveren bayanı kibarca dışarı alıp, erik yoluna düşüverdim.
Genelde buradaki bakışlara alıştım diyebilirim ama bazıları gerçekten çekilmez oluyor. Bazı insanlar -ki bunlar çoğunlukla erkek- yürürken önüme geçip bana dönüp neredeyse burnuma kadar sokulup öyle bir inceliyorlar ki, dehşete kapılıyorum. Burada laf atma, taciz vs. asla olmuyor ama o merakları ve boş boş bakışları yok mu deli oluyorum. Bazen "ne var", "neden bakıyorsun" diyorum Çince, bu sefer de dörtnala uzaklaşıyorlar. O gün de bu bakışlardan pek de hoş olmayan bir haylisini aldım. Neyse sıkı bir Carrefour-erik araştırmasından eli boş döndükten sonra, Türkiye'de yaşayan Çince hocamdan aldığım iletiyi görünce neler olup bittiğini iyice kavradım. Carrefour'u protesto ettiklerini, oraya gitmememi rica ettiğini söyleyen bir iletiydi bu. Meğer o günkü bakışların ve hala süregelen dik dik bakışların sebebi buymuş. Çin-Fransa arası yaşanan bir takım gerginliklerin ve Çinliler'in her gördükleri yabancı uyruklu sakallıyı Fransız dedeleri sanmaları sonucu, kendini hafif de olsa hissettiren rahatsızlıktan şu günlerde nasibimizi alıyoruz. Yine de erik bulamamak kadar acı verici değil :)
Lafı çok uzatmışım, tarifim gölgede kalsın istemem, hemen bu leziz ve yapımı pratik Çin bisküvilerine geçiyorum.
Malzemeler:
190 gr. tereyağı ya da margarin
145 gr. pudra şekeri-1,5 su bardağından 1 parmak eksik
Bir tutam tuz
2 yumurta
75gr. süt-1 küçük çay bardağı
2 su bardağı un
50 gr. -5 çorba kaşığı süt tozu
1 su bardağı iri dövülmüş fındık
Oda ısısında yumuşamış yağı pudra şekeri ile çırpalım. Karışım krema gibi olunca yumurtaları ekleyip tekrar iyice çırpalım. Sütü ekleyip karışıma yedirelim. Son olarak un, tuz ve süttozunu ekleyip 2-3 dakika çırpalım. Hazırladığımız karışımı sıkma poşetine doldurup ucunu irice keselim ya da uçlarımızdan ağzı en geniş olanı takalım.
Yağlanmış veya yağlı kağıt serilmiş fırın tepsimize bol aralıklar bırakarak(bisküvilerimiz yayılarak incelecekler) birbirine eşit büyüklükte (2'şer tatlı kaşığı kadar) sıkalım. Bu malzemelerle 2 tepsi kadar bisküvimiz olacak.
Tepsi dolunca üzerine 1 bardak fındığın tamamını serpelim ve tepsiyi sallayarak kenarlara düşen fındıkların da bisküvilere yapışmalarını sağlayalım. Fındıkların hepsi bisküvilere yapışmayacak, bunun için tezgahımıza temiz bir mutfak bezi serelim ve tepsiyi dik bir konuma getirip fındıkların beze dökülmesini sağlayalım. Kalan fındıkları tekrar bisküvilerimizin üzerine serpelim. Bu şekilde tüm bisküviler fındığa bulanana kadar aynı işlemi yapalım. Merak etmeyin bisküvileriniz tepsiden ayrılmayacaklar. Kalan fındıkları ikinci tepsi için ayırıp ilk tepsimizi 160 dereceye önceden ısıtılmış fırına verelim. Yaklaşık 25 dakika bisküviler hafif kızarana dek pişirelim. Dışarıda iyice soğuması için bekletelim.
Afiyet Olsun!
Genelde buradaki bakışlara alıştım diyebilirim ama bazıları gerçekten çekilmez oluyor. Bazı insanlar -ki bunlar çoğunlukla erkek- yürürken önüme geçip bana dönüp neredeyse burnuma kadar sokulup öyle bir inceliyorlar ki, dehşete kapılıyorum. Burada laf atma, taciz vs. asla olmuyor ama o merakları ve boş boş bakışları yok mu deli oluyorum. Bazen "ne var", "neden bakıyorsun" diyorum Çince, bu sefer de dörtnala uzaklaşıyorlar. O gün de bu bakışlardan pek de hoş olmayan bir haylisini aldım. Neyse sıkı bir Carrefour-erik araştırmasından eli boş döndükten sonra, Türkiye'de yaşayan Çince hocamdan aldığım iletiyi görünce neler olup bittiğini iyice kavradım. Carrefour'u protesto ettiklerini, oraya gitmememi rica ettiğini söyleyen bir iletiydi bu. Meğer o günkü bakışların ve hala süregelen dik dik bakışların sebebi buymuş. Çin-Fransa arası yaşanan bir takım gerginliklerin ve Çinliler'in her gördükleri yabancı uyruklu sakallıyı Fransız dedeleri sanmaları sonucu, kendini hafif de olsa hissettiren rahatsızlıktan şu günlerde nasibimizi alıyoruz. Yine de erik bulamamak kadar acı verici değil :)
Lafı çok uzatmışım, tarifim gölgede kalsın istemem, hemen bu leziz ve yapımı pratik Çin bisküvilerine geçiyorum.
Malzemeler:
190 gr. tereyağı ya da margarin
145 gr. pudra şekeri-1,5 su bardağından 1 parmak eksik
Bir tutam tuz
2 yumurta
75gr. süt-1 küçük çay bardağı
2 su bardağı un
50 gr. -5 çorba kaşığı süt tozu
1 su bardağı iri dövülmüş fındık
Oda ısısında yumuşamış yağı pudra şekeri ile çırpalım. Karışım krema gibi olunca yumurtaları ekleyip tekrar iyice çırpalım. Sütü ekleyip karışıma yedirelim. Son olarak un, tuz ve süttozunu ekleyip 2-3 dakika çırpalım. Hazırladığımız karışımı sıkma poşetine doldurup ucunu irice keselim ya da uçlarımızdan ağzı en geniş olanı takalım.
Yağlanmış veya yağlı kağıt serilmiş fırın tepsimize bol aralıklar bırakarak(bisküvilerimiz yayılarak incelecekler) birbirine eşit büyüklükte (2'şer tatlı kaşığı kadar) sıkalım. Bu malzemelerle 2 tepsi kadar bisküvimiz olacak.
Tepsi dolunca üzerine 1 bardak fındığın tamamını serpelim ve tepsiyi sallayarak kenarlara düşen fındıkların da bisküvilere yapışmalarını sağlayalım. Fındıkların hepsi bisküvilere yapışmayacak, bunun için tezgahımıza temiz bir mutfak bezi serelim ve tepsiyi dik bir konuma getirip fındıkların beze dökülmesini sağlayalım. Kalan fındıkları tekrar bisküvilerimizin üzerine serpelim. Bu şekilde tüm bisküviler fındığa bulanana kadar aynı işlemi yapalım. Merak etmeyin bisküvileriniz tepsiden ayrılmayacaklar. Kalan fındıkları ikinci tepsi için ayırıp ilk tepsimizi 160 dereceye önceden ısıtılmış fırına verelim. Yaklaşık 25 dakika bisküviler hafif kızarana dek pişirelim. Dışarıda iyice soğuması için bekletelim.
Afiyet Olsun!
0 Responses to "Fındık Kaplı Bisküviler"
Yorum Gönder