Daha önceki bir yazımda kaliteli yaşamdan bahsetmiş, sağlıklı ve uzun bir ömür için doğru beslenmenin önemini belirtmiştim. Elbette kaliteli yaşam konusu sadece belli bir yaşın üstündekileri ilgilendiren bir konu değil. Milli menfaatlerimiz için güçlü, kuvvetli, sağlıklı , zeki, gürbüz bir nesil için, çocukluk ve gençlik çağlarında doğru ve kaliteli beslenmenin önemi asla göz ardı edilemez. Genetik faktör her zaman ilk sırayı alır ama doğru beslenme hemen arkasından gelir. Yetersiz ve yanlış beslenen insanın var olan olumlu genetik yapıya ulaşamadığı bilimsel araştırmalar sonucu kanıtlanmış bir gerçektir. Çocukluk döneminde kazanılan alışkanlıkların kalıcı olduğunu da hepimiz biliyoruz. Çok tuzlu yemek, tatlıya , şekere düşkünlük, fast food türü beslenme bu yaşlarda tolere edilse de ileriki yaşlarda hastalık nedeniyle ya da sağlıklı olmak isteğiyle beslenme alışkanlığını değiştirmek çok zordur.
Fast Food
Özellikle fast food alışkanlığından çocuklarımızı ve geçlerimizi korumalıyız. Bu beslenme tarzı A.B.D. 'den ülkemize ve tüm dünyaya yayılmıştır. Ve şu anda A.B.D. ' nin en büyük derdi obezite (şişmanlık hastalığı) bu beslenme şeklinden kaynaklanmaktadır. A.B.D. fast food alışkanlığından sağlıklı beslenmeye doğru dönüş yapmıştır. Geçenlerde A.B.D. nin Muğla'da bir zeytinyağı fabrikası açtığını ve sabundan şampuana tüm ürünleri kendi ülkesinde ucuza satışa sürdüğünü öğrendim. Bizde ise fast food tarzı beslenme bir kültür , moda akımı olarak sürmeye devam ediyor. Benim lise yıllarımda yeni yeni fast food baş göstermişti ve oralara gidip oturmak , hamburger yemek bizim için değişikti. Şimdi ilkokul çocukları okulda ya da her hafta sonu ailelerini sürükleyerek gittikleri ithal fast food çularda hamburger ve kızartma ile karın doyurup hediye verilen garip oyuncaklarla tatmin oluyorlar.
Bu noktada ODTÜ Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Görevlisi Dr. Uğur Göğüş'ün çocuk ve genç beslenmesine dair konuşmasından aldığım notları paylaşmak istiyorum sizlerle:
Fast food 'da yağ ve tuz oranı çok yüksek. Ketçap , mayonez, hardal tamamıyle zararlı besinler. Çocuklarımızın daha zeki olmasını istiyorsak hayvansal protein baş köşeye oturtulmalı. Proteini yüksek, kolesterolü düşük bir beslenme için haftada 4-5 defa yağlı balık yenmeli. Somon ,lüfer, uskumru, hamsi, çinekop gibi balıklar yağlıdır. Balık yağı kolesterolü düşürücü özelliğe sahiptir. Tatlı su balıkları yağlı değildir, bu yüzden tercih edilmemelidir. Balık aynı zamanda kalsiyumdan ve B12 vitamininden yana çok zengindir. En kaliteli hayvansal protein balıktır. Omega 3 yağı içeren balık kolesterolü düşürdüğü için beyine daha iyi kan gitmesini sağlar , bu da zeka gelişimi için elbette çok önemli. Tuzun mutfakta azaltılması gerekiyor , çünkü tuz kalsiyum düşmanı. Fazla tuz kalsiyum atımına sebep olur.Hücreler vücuttaki tuzu tolare etmek için su kaybeder. Tuzlu bir şey yedikten sonra susamamız bundandır. Kalsiyum kemik gelişimini artırır ve boyu uzatır. Tuz yerine baharat tüketimi artırılmalı.
Göğüş'ün çocuklar ve gençler için iki içecek tarifi var:
Birinci tarif:
2 bardak suyun içinde 1 çorba kaşığı kekik, 1 çorba kaşığı nane, 1 çay kaşığı kimyon, 1 çay kaşığı zencefil ve iki çay kaşığı kişniş kaynatılır ve on dakika kadar demlenmeye bırakılır. Sonra süzülür ve üzeri 1 lt suya tamamlanır. 3 çorba kaşığı şeker ve 1 limonun suyu eklenir .Soğuk olarak buz katılıp ,çocuklara, gençlere içirilmeli. Bu damar açıcı özelliği olan bir sporcu içeceğiymiş.
İkinci Tarif:
2 bardak süt, 2 yumurta, vanilya, 1çorba kaşığı bal, yarım portakal suyu blendırda karıştırılır ve bu şekilde çocuklara içirilir.
Son olarak Dr. Göğüş'ün vurguladıkları:
Balık tüketimi, yeşil yapraklı sebzeler ve tüm meyveler , süt ve süt ürünleri öncelikli tüketilmeli. Kırmızı et yenilecekse sırasıyla hindi- tavuk- dana eti en son olarak koyun eti tercih edilmeli. Yağlı ,unlu , şekerli, çok tuzlu ve fast food türü gıdalar çocuk beslenmesinde en arka planda kalmalı.
Dr.Uğur Göğüş 'ün "Doğru Gıda, Doğru Yaşam, Doğru Mutfak" adlı kitabına göz atabilirsiniz.
Fast Food
Özellikle fast food alışkanlığından çocuklarımızı ve geçlerimizi korumalıyız. Bu beslenme tarzı A.B.D. 'den ülkemize ve tüm dünyaya yayılmıştır. Ve şu anda A.B.D. ' nin en büyük derdi obezite (şişmanlık hastalığı) bu beslenme şeklinden kaynaklanmaktadır. A.B.D. fast food alışkanlığından sağlıklı beslenmeye doğru dönüş yapmıştır. Geçenlerde A.B.D. nin Muğla'da bir zeytinyağı fabrikası açtığını ve sabundan şampuana tüm ürünleri kendi ülkesinde ucuza satışa sürdüğünü öğrendim. Bizde ise fast food tarzı beslenme bir kültür , moda akımı olarak sürmeye devam ediyor. Benim lise yıllarımda yeni yeni fast food baş göstermişti ve oralara gidip oturmak , hamburger yemek bizim için değişikti. Şimdi ilkokul çocukları okulda ya da her hafta sonu ailelerini sürükleyerek gittikleri ithal fast food çularda hamburger ve kızartma ile karın doyurup hediye verilen garip oyuncaklarla tatmin oluyorlar.
Bu noktada ODTÜ Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Görevlisi Dr. Uğur Göğüş'ün çocuk ve genç beslenmesine dair konuşmasından aldığım notları paylaşmak istiyorum sizlerle:
Fast food 'da yağ ve tuz oranı çok yüksek. Ketçap , mayonez, hardal tamamıyle zararlı besinler. Çocuklarımızın daha zeki olmasını istiyorsak hayvansal protein baş köşeye oturtulmalı. Proteini yüksek, kolesterolü düşük bir beslenme için haftada 4-5 defa yağlı balık yenmeli. Somon ,lüfer, uskumru, hamsi, çinekop gibi balıklar yağlıdır. Balık yağı kolesterolü düşürücü özelliğe sahiptir. Tatlı su balıkları yağlı değildir, bu yüzden tercih edilmemelidir. Balık aynı zamanda kalsiyumdan ve B12 vitamininden yana çok zengindir. En kaliteli hayvansal protein balıktır. Omega 3 yağı içeren balık kolesterolü düşürdüğü için beyine daha iyi kan gitmesini sağlar , bu da zeka gelişimi için elbette çok önemli. Tuzun mutfakta azaltılması gerekiyor , çünkü tuz kalsiyum düşmanı. Fazla tuz kalsiyum atımına sebep olur.Hücreler vücuttaki tuzu tolare etmek için su kaybeder. Tuzlu bir şey yedikten sonra susamamız bundandır. Kalsiyum kemik gelişimini artırır ve boyu uzatır. Tuz yerine baharat tüketimi artırılmalı.
Göğüş'ün çocuklar ve gençler için iki içecek tarifi var:
Birinci tarif:
2 bardak suyun içinde 1 çorba kaşığı kekik, 1 çorba kaşığı nane, 1 çay kaşığı kimyon, 1 çay kaşığı zencefil ve iki çay kaşığı kişniş kaynatılır ve on dakika kadar demlenmeye bırakılır. Sonra süzülür ve üzeri 1 lt suya tamamlanır. 3 çorba kaşığı şeker ve 1 limonun suyu eklenir .Soğuk olarak buz katılıp ,çocuklara, gençlere içirilmeli. Bu damar açıcı özelliği olan bir sporcu içeceğiymiş.
İkinci Tarif:
2 bardak süt, 2 yumurta, vanilya, 1çorba kaşığı bal, yarım portakal suyu blendırda karıştırılır ve bu şekilde çocuklara içirilir.
Son olarak Dr. Göğüş'ün vurguladıkları:
Balık tüketimi, yeşil yapraklı sebzeler ve tüm meyveler , süt ve süt ürünleri öncelikli tüketilmeli. Kırmızı et yenilecekse sırasıyla hindi- tavuk- dana eti en son olarak koyun eti tercih edilmeli. Yağlı ,unlu , şekerli, çok tuzlu ve fast food türü gıdalar çocuk beslenmesinde en arka planda kalmalı.
Dr.Uğur Göğüş 'ün "Doğru Gıda, Doğru Yaşam, Doğru Mutfak" adlı kitabına göz atabilirsiniz.
0 Responses to "Çocuklarımızın Beslenmesi"
Yorum Gönder