Seçmeler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Seçmeler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

ÜZÜMÜN FAYDALARI

Author: LUGAS // Category:

Üzümün kabuğuyla çekirdeğiyle en kuvvetli antioksidanlardan biri olduğunu biliyor muydunuz?
Üzüm, kabuğu, içi ve çekirdeğiyle komple yararlı bir meyve. En önemli yararlarının başında ise, vücuda en fazla zarar veren serbest radikallerle mücadele eden antioksidan özelliğiyle biliniyor.Üzüm belki de çok amaçlı kullanılan meyvelerden en önemlisi. Çünkü taze taze ya da kurutup kış aylarında çerez niyetine yenebiliyor, suyu sıkılıp içilebiliyor. Bir diğer örnek, geleneksel Osmanlı Mutfağı'nın önemli yemeklerinden biri sayılan hoşaf yaparak tüketebiliyoruz. Devam edersek, meyvesinden sirke ve pekmez yapılabiliyor. Hatta pestil ve ceviz sucuğu hazırlanabiliyor. Atlanmaması gereken bir diğer tüketiliş biçimi ise, türlü çeşitleriyle yapılan birbirinden lezzetli şaraplar. Bunların dışında asma yaprağının salamurasını yapıp, daha sonra o yaprakları pirinçle hazırlanan bir harç ile sararak Türk Mutfağı'nın vazgeçilmez ve en makbul yemeklerinden biri olan yaprak sarması yapıyoruz.
Yararlarını sıralamadan önce tarihine bakarsak, üzüm, tam anlamıyla Anadolu'yu temsil eden bir meyve. Çünkü kökleri Anadolu'ya uzanıyor. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki, bağcılık, M.Ö. 2000 yıllarında da yapılıyormuş. Dünyanın yedi harikasından biri sayılan Babiller'in Asma Bahçeleri'ni de bilmeyen yoktur.
Üzümü en basit şekilde, beyaz ve siyah üzüm olarak sınıflandırabiliriz. Ayrıca kabuğunun kalınlığına, kokusuna, çekirdekli ve çekirdeksiz oluşuna göre de ayırabiliriz.


Üzümün ve çekirdeğinin yararları:

- Çekirdeği çok güçlü bir antiokasidandır

- Serbest radikallere karşı savaşmasının yanı sıra sigara, alkol gibi maddelerin vücudumuzda yapmış olduğu kötü ekiyi azaltır.

- Kan yaparak kansızlığı önler.

- Kanı temizler.

- Yaşlanma etkilerini azaltır.

- Cilde iyi gelir. Bu nedenle bugün piyasada olan birçok kremin içeriğinde üzüm yer alır.

- Beyin hücrelerini besler

- Kanserin oluşumunu önler

.- Böbrek ve bağırsakların çalışmasını kolaylaştırır.

- Kalp krizi riskini azaltır.

- Kötü kolesterolle mücadele ederek kalp damarlarını tıkanmasını önler.

- İçerdiği yüksek oradaki potasyum, ödem azaltıcı özelliğinden dolayı yüksek tansiyonun düşürülmesinde yardımcı olur.

- Üzümün içindeki antioksidanlar, romatizmanın oluşmasında büyük rol oynayan enzimleri nötralize ederek bu hastalığının oluşmasının engellenmesinde yardımcı olur.


Şeker hastaları az yemeli!Bilindiği gibi üzüm, şeker oranı çok yüksek bir meyve olduğu için şeker hastalarının doktorlarına danışarak yemelerini tavsiye ediyoruz. Birçok meyveye göre çok yüksek oranda şeker içerdiği için, aniden kan şekerinin hızla yükselmesine neden olabiliyor.


100 gr. üzümde (taze)
Kalori 73 kcal.

Protein 0,7 gr.

Yağ 0,3 gr.

Karbonhidrat 16,9 gr.

Su 81,3 gr.

Potasyum 183 mgr.

Kalsiyum 15 mgr.

Fosfor 20 mgr.

A vitamini 5 mgr.

B vitamini 0,08 mgr.

C vitamini 4 mgr.


100 gr. kuru üzümde


Kalori 269 kcal.

Protein 2,3 gr.

Yağ 0,5 gr.

Karbonhidrat 64 gr.

Su 24,2 gr.

Sodyum 144 mgr

Potasyum 630 mgr.

Kalsiyum 31 mgr.

Fosfor 100 mgr.

Magnezyum 65 mgr.

Demir 2,7 mgr.

A vitamini 15 microgram.

B vitamini 0,2 mgr.

C vitamini 1 mgr.


100 gr. üzüm suyunda (sıkma)


Kalori 69 kcal

Protein 0,2 gr.

Yağ -Karbonhidrat 17,1 gr.

Su 82,5 gr.

Potasyum 132 mgr.

Kalsiyum 12 mgr.

Fosfor 12 mgr.

A vitamini -B vitamini 0,06 mgr.

C vitamini 1 mgr.

Bir Güzel Gün,Bir Ödül.

Author: LUGAS // Category:
Geçen hafta yoğun günler yaşadım.Canım annemin iki tane kalp kapağı değişti.Allahıma çok şükür şimdi daha iyi.Günden güne de daha iyi olacağına inanıyorum.O nedenle buralara pek gelemedim.
Bugün gelen mesajlara bakınca çok duygulandım.Sevgili arkadaşlarım Pınar ve Dilek en sevilen blog ödülüne beni de layık görmüşler.Kendilerine çok teşekkür ediyorum.

Bu ödülün bazı kuralları var.
Bunlar ;
Sana ödül veren arkadaşının linkini vermek ,
Ödül verdiğin 7 arkadaşın linkini vermek ,
Bu arkadaşlarını haberdar etmek

Evet ben de severek takip ettğim blogları vermek istiyorum.Aslında 7 den fazla ama kuralı bozmayalım.

Banu - Kibele Sofrası
Derya- Deryayla
Disal-Disalce
Arzu-Arzumcum
Elif-Elifin Tarifleri
Serpil-Haşhaşlı çörek
Emel-Yemek Günlüğüm

Sevgilerle.Kendinize iyi bakın.En güzel günler sizlerle olsun.Tabii sağlıklı bir şekilde.

GÖZ GÖRE GÖRE KANSER OLUYORUZ

Author: LUGAS // Category:
Az önce bu yazıyı okudum ve sizlerle paylaşmak istedim


Göz göre göre kanser oluyoruz!

Esra Ceyhan'ın Kanal D'deki programına konuk olan İ.Ü. Onkoloji Enstitüsü Direktörü Prof. Dr. Erkan Topuz, yine herkesi ekran başına kilitleyen açıklamalarda bulundu.Topuz, kanserle mücadelenin anne karnında başladığına dikkat çekerek hamile kadınların ve bebek sahibi insanların evde dikkat etmeleri gereken noktaları anlattı.

İŞTE SARISICI AÇIKLAMALAR

Evde, sokakta giydiğimiz ayakkabılarla dolaşılmamalı.Eğer evde ayakkabı ile geziyorsak dışarıdan geldiğimiz ayakkabıları çıkartıp başka bir ayakkabı giymeliler. Çünkü dışarıdan giydiğimiz ayakkabı ile eve soktuğumuz pestisitler kanserin en önemli sebeplerinden bir tanesidir. (Pestisit: Tarım ürünleri, kimyasallar, egzozdan çıkan gazlar vs)
-En tehlikeli yer: Halı bütün pestisitleri tutar. Bu nedenle halıların temizliğine dikkat ediniz. Kesinlikle deterjanla temizlemeyin. Sirkeli su ile silin.
-Deterjan kullanınca muhakkak eldiven giyilmeli.Plastik eldiven kullanmayın, içine izci eldiveni giyin. Çünkü deterjanlar alerjiktir ve ufak dozlarda alındığı takdirde kronik olarak kanserojendir. (İzci eldiveni: Pamuk eldiven)
-Bulaşık makinasında kullandığınız deterjan da petrol ürünü, yani kanserojen! Ne kadar yıkarsa yıkansın kalıntılar kalabilir. Eğer sağlığınızı düşünüyorsanız çıkardığınız bulaşıkları sirkeli suyla ya da limonlu suyla silin.
-Her türlü deterjandan kaçının!Devamlı olarak zeytinyağı ve defne sabununu seçiniz. Ellerinizi, vücudunuzu hakiki zeytinyağı, defne veya fıstık yağından yapılan hakiki sabunlar da seçilebilir. Bunları örnek olarak söylüyorum. Deterjandan kaçıyoruz ve çok aşırı miktarda suyla duruluyoruz.
-Beyaz olan her türlü iç çamaşırı, yeni aldığında en az 2 kere kaynatılmalı! Çünkü bunlar beyazlatılmak için kanserojen maddelerle yıkanıyor.
-Kanserle mücadele anne karnında başlar.Anne adayları aşırı miktarda vitamin almaktan kaçınsınlar. Çünkü bilinçsizce alınınca vitaminin içindeki kobalt ve bazı aşırı miktarda minareller var.Doktor bir tane yut diyordur ama çocuk gelişsin diye bir kaç tane yutuyorlar. Bu çocukta birikime sebep olabilir ve kansere neden olabilir.
-Gökkuşağının 7 rengini, ne buluyorlarsa, günde en azından 3-5 tane yenmeli! Her bir renkte bir şeyler var.
-Gebeler, haftada 2 kez kırmızı et yemeli!Özellikle balıkla beslensinler. Sağlıklı bir insanın kansere yakalanmaması için, bebeğin daha anne rahmindeyken vücudunun direncinin artması ve zehirleri alarak bağışıklık sisteminin bozulmaması lazım.
-Oda spreyleri doğrudan doğruya petrol menşeli zehiri soluyorsunuz. Akciğerinize geçiyor ve dolaylı olarak bağışıklık sisteminizi bozuyor.
-Sebzeler, mevsiminde dondurulup saklanmalı!Yalnız bir kez çözülünce onu muhakkak pişirin. Mikro dalgada bir kere ısıtın. Ateşte ısıttıklarımızda ise bir kere ısıtınız. Çünkü bir dahaki sefere değeri ölür. DNA'yı bozar. DNA kırılması da kanserojene yol açar.
-Radyasyon; kronik olarak kansere en çok yaklaştıran faktörlerden biri!Televizyondan çok uzak duralım.
-Çocuklara haftada 2 kez balık çorbası içirelim ama içine zerdeçal koymak suretiyle...Soğan, sarımsak ve o mevsimin sebzesiyle yapmalısız. Çocuk anne karnındayken bu terbiyeyi almaya başlamalı.
-Gebeler haftada 1 kilo balık tüketmeli.Bu miktarın üzerinde balık tüketilmesine karşıyız. Çünkü en steril balıkta bile az miktarda civa vardır. Bu balıklar dip balıkları olmamalı. Somon veya yüzey balığı, Akdeniz, Ege balığı olmalı. Marmara'nın dip balıklarını lütfen tüketmeyiniz.
-Kızartma için en uygun yağ; kanola yağı.Onun dışında birinci seçeneğimiz zeytinyağıdır. Memleketimizin iftihar edebileceği yağdır. Fındıkyağı da tercih edilebilir.
-Çocuklar, fast food türü yiyecekleri 15 günde bir yemeli.Ama haftada 3 kez yedikleri takdirde beyin tümörlerinde, lenfomalarda ve lösemilerde 3 kat artış gözükecektir. Çocuklarımıza arada bir verebiliriz. Ama dışarıdaki yiyeceklerin nasıl kızartıldığını bilmiyorsunuz. Ona göre hareket edin.
-Çocuklar meyve ve yoğurdu bol tüketmeli.Ancak yoğurdu prebiyotik ve ev yoğurdu olarak kullanalım. Yoğurdunuzu evde yapın. Peynir ve çökelek fazla miktarda yiyin. Keçi peyniri çok faydalıdır.
-Çocukları, üç beyazdan yani un, şeker ve tuzdan uzak tutmalı.Belki tuzcular üzülecekler ama Konya'ya akan kanalizasyonlar ve kirletici sularla, Türkiye'nin en büyük tuzunu karşılayan Tuz Gölü'müz maalesef torbaların içinde çok iyi steril edilmedikleri takdirde bize kanseri ufak ufak taşıyorlar. Bu nedenle kaya tuzunu tercih edin. Yani turşu kurduğunuz tuzu çekin ve çok az miktarda kullanın. Çünkü tuz da kanserojendir.
-Amerika'daki çocukların tombul olmasının sebebi her şeye şeker katmalarıdır.Ucuz beslenmedir.
-En faydalı gıdalardan birisi ceviz.Daha sonra fındık ve bademdir. Ayçiçeği açık alın. İşlemden geçmemiş olacak, kavurup yiyebilirsiniz. Ama fındık, ceviz gibi yiyecekleri kabuklu alın. Çünkü içine böceklenmesin diye ilaç sıkılmaktadır. Sonsuz faydaları olan yiyeceklerdir. Günde bir avuç muhakkak tüketiniz.
-Elma mutlaka yenilmeli!
-Plastik, bakır, alüminyum kap kullanılmamalıPorselen, cam ve çelik kullanın. Meyveleri de bu tür kaplarda yıkayın. Bunların içine litresine göre 9-10 çorba kaşığı elma sirkesi atın. Aşağı yukarı yarım saat bekletin. Sonra tekrar yıkamayın. Tekrar mikrop alır
.-Dikkat; meyvelerin üzerine parlak görünmesi için mum sürülüyor.Bunları hakiki zeytinyağlı sabundan geçirdikten sonra elma sirkeli sudan geçirin. Ya da elma sirkesi ile ovun. Meyveyi kabuğuyla tüketin eğer sterilse.
-Lahana, marul gibi yiyeceklerin ilk dört kabuğu çöpe atılmalı.İstediğiniz kadar yıkayın bunların üzerindeki pestisitleri temizleyemezsiniz. Çaresi yok.
-3 ayda bir su değiştirilmeliÇok muhteşem sularımız var ama ne olursa olsun tabiatı rezil ediyoruz. Satın aldığımız sularda az miktarda da olsa kanserojen dozlar karışabilir. Bunlar kontrollü sular ama 3 ayda bir değiştirmek gerekiyor.
-Plastik her yerde zehir. Plastik bardaklar, kaplar, plastik herhangi bir şey... Ben ona girmiyorum bu lafı söylersem yer yerinden oynar. Bu plastikler ev yapımına girdiler. Doğrudan doğruya inşaat malzemesi olarak kullanıyorlar. Çok bilinçli olun, çok iyi markalar kullanın. Bunları söylemem demek Türk ekonomisiyle oynamam demek. Ben insanlara kendimi adadım, onun için kimseden korkmuyorum açık açık söylüyorum.
-Meyve suyu, posasıyla tüketilmeli.Biz kanserli hastalara suyunu veriyoruz. Meyve suyuna geçmeyen çok madde posada kalıyor. Bu şekilde kolon ve mide kanserinden korunmuş oluyorsunuz.
-Bakır, özellikle beyin tümörlerinde ön plana çıkıyor.Çok iyi kalaylı olursa bu etki azalıyor. Ama kulağınıza bakır küpe bile takmayın.
-Çocuklar, yeşil plastik sahalarda oynamamalı. Plastik çimenler sentetiktir ve kanserojen madde alabilirler.
-Havuzlar iyi temizlenmeli. Ozonla temizlemek en fazladır. Aşırı klorluysa yine spor yerine kansere hazırlık yapıyorsunuz...
-Bütün beyazlatıcılardan kaçınılmalı... Çocuklarımızın kullandığı o pırıl pırıl bembeyaz defterler klorla temizleniyorlar. Bunlarla temizlenmemiş defter kullansınlar. Kullandıkları boyalarda da kanserojen etkisi vardır.
KANSER DALGA DALGA GELİYOR Prof. Dr. Erkan Topuz'un verdiği şu çarpıcı bilgi, kanserin boyutlarını açıkça ortaya koydu: "Kanser dalga dalga geliyor. 2020 yılında 20 milyon insan kansere yakalanacak. Ama eğer bunları yaparsak belki bunu 15 milyona indirebiliriz. O yüzden gözümüzü açalım. Bu iş çocukluktan başlıyor. Çocuklarımıza bu terbiyeyi vermek zorundayız. Ailedeki çocuk annesini taklit eder. Anne ne yiyorsa çocuk da onu yer." Topuz, yaptığı açıklamalar nedeniyle bir takım sektörleri zor duruma soktuğu eleştirileri için ise, "Benim için insan sağlığı birinci plandadır. Ekonomi ikinci plandadır. Bir insanın kanser olması durumunda devlete ve millete verdiği zarar milyarlarca dolardır. O yüzden dikkatli olduğunuz takdirde ekonomiye de katkınız olur. Aslında ben bunları anlatarak Türkiye'nin ekonomisini de kurtarıyorum farkında değiller" diye konuştu.



Bu açıklamalardan çıkan sonuç kanserden korunmak için oldukca ciddi bir mücadele vermemiz gerektiği.Bunu çocuklarımız için yapmalıyız .

ANNEMİ NEDEN Mİ SEVİYORUM

Author: LUGAS // Category:
Bu güzel yazıyı Tuba'cığım göndermiş.
Çok hoşuma gitti sizinle paylaşmak istedim.




Akşam annemle babam televizyon seyrediyorlardı. Annem, 'Geç oldu,'dedi, 'zaten yorgunum, ben yatıyorum.' Annem kalktı, mutfağa gitti. Çerez-meyve tabaklarını çalkaladı kaldırdı. Sabaha hazır olsun diye çaydanlığı doldurdu, demliğe çaykoydu. Şekerliğe baktı, dibinde az kalmış, üstüne ekledi. Kahvaltıiçin buzluktan ekmek çıkardı, akşam yemeği için çözülsün diye de eti aşağıya koydu. Kahvaltı masasını hazırlamak için masanın üstündekileri topladı. Telefonu şarja koydu, telefon defterini kapatıp yerine koydu. Sonra çamaşır makinesinden ıslak çamaşırları çıkarıp astı ve makineyi tekrar doldurdu. Banyodaki çöp sepetini boşalttı. Islak bir havluyu kurusun diye duş perdesinin borusuna astı. Bir gömlek ütüledi, kopuk düğmesini dikti. Çiçekleri suladı.Esneyerek gerindi ve yatak odasının yolunu tuttu. Çalışma masasının yanından geçerken durdu, öğretmene tezkere yazdı, okul gezisi için para sayıp ayırdı, eğildi, sandalyenin altına girmiş ders kitabınıaldı, masanın üstüne koydu. Kek tarifleri defterini çıkardı,arkadaşına söz verdiği tarifi bir kağıda yazdı, çantasına koydu. Bakkaldan alınacakları not etti, notu da çantasına koydu.Sonra gitti, 3'ü 1 arada temizleme losyonuyla yüzünü yıkadı, dişlerini fırçaladı. Gece kremini ve kırışık önleyici nemlendiricisini sürdü. Tırnaklarına baktı, törpüledi. İçeriden 'sen yatmaya gitmemiş mıydın' diye seslenen babama 'şimdi gidiyorum' deyip köpeğin su kabını doldurdu. Kapıları pencereleri kontrol etti, holdeki lambayı yaktı. Kardeşimin odasına gitti, oğlan uyumuş, lambasını söndürdü, bilgisayarını kapattı, gömleğini astı, yerdeki kirli çoraplarıtoplayıp sepete attı. Bana geldi,'haydi yat artık, biraz da yarınçalışırsın,' dedi.Kendi odasına gitti, saati kurdu, ertesi gün giyeceklerini hazırladı. 6 maddelik acil işler listesine 3 madde daha ekledi. Kendi kendine iyi geceler diledi, hayallerinin gerçekleştiğini gözünün önüne getirdi. İşte o sırada babam televizyonu kapattı, ortaya öylece bir 'ben yatıyorum' dedi ve gitti yattı.Sizce bu işte bir gariplik yok mu? Kadınların neden daha uzun yaşadığını merak etmiyor musunuz? ÇÜNKÜ BİZİM YAPIMIZ UZUN ÇEKİŞLİ (ve işimizi bitirmeden öyle çabuk çabuk ölemeyiz)! Şimdi bu yazıyı tanıdığınız beş olağanüstü kadına gönderin ve emin olun, hepsi bayılacaktır. (Beylere de gönderebilirsiniz) SONRA DA ARTIK YATIN

Uluslararası Arkadaşlık Ödülü / Friendship Around The World Award

Author: LUGAS // Category:

Ödülün amacı arkadaş listenizdeki bloggerları dünya çapında tanıtabilmek.Ödül alıcı tarafından devrediliyormuş. Her seferinde farklı isimler söylenmeliymiş ki ödül sürekli aynı kişiler arasında dönüp durmasın ve zincirin büyümesi için sizi seçen kişiden bir fazla kişiye göndermeniz gerekiyormuş.
Sevgili arkadaşlarım Ceyda ve Banu' da beni bu ödüle layık görmüşler.Kendilerine çok teşekkürederim.
Zincirin devamı için bende takip ettiğim arkadaşlarımın ismini vermek istiyorum.Sevgilerle.

Yeni Yıl

Author: LUGAS // Category:



Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...