Bugün herkese mübarek olsun arkadaşlarım !...
Sabah Pandora’yı okudum, hatırladım.Unutmuşum ben bugünün hareket günü olduğunu. O zaman bende bir şeyler yazayım.Madem “action” günü :)
Pandora, yoksulluktan dem vurmuş, global bir yaraya parmak basmış. Yoksulluğun bitmesi mümkün olmasa da (hele hele bu son ekonomik kriz en güçlü devletleri bile sarsmışken) dileklerine canı gönülden katılıyorum.
Bense çocuklardan bahsedeceğim. İçimden öyle geldi :D
Çocuklar; Tanrı'nın bu günahkar dünyaya gönderdiği melekler değil mi sizce? Her bakışları birer masumiyet timsali.
Ruhları, tıpkı bir hamur gibi iyiliğe veya kötülüğe yoğrulmaya hazır. Temiz ve saf kalpli.
Onları ağlatan sadece kırılan ya da alınmayan bir oyuncak .Belki de yemek istemedikleri bir yemek. (Ya da bulamayıp, yiyemedikleri)
Gözleri ise yetişkinlerin yorgun bakışlarına karşın çakmak çakmak.Işıl ışıl...
Hayal dünyaları, hepimizi beşe katlar. O kadar kocaman, eşsiz ve fantastik :)
Büyüdükçe omuzlarına binecek yığınla yükten habersiz, kendi dünyalarında birer süper kahraman onlar. Güçlü ve kurtarıcı...
Onlar ; günbegün yaptıkları ve öğrendikleriyle ağzımızı açık bırakan zeka kumkumaları. Geleceğin dahileri :)
Bazen ortalığı birbirine katan, haşarılıklarıyla bezdiren yaramaz yumurcaklar.
Bazen de herhangi bir odaya girdiklerinde o odanın havasını değiştiren, yumuşatan, merhamet duygusu saçan afacanlar.
Kimi zaman savaşın ne anlama geldiğini bilmeden, savaşın göbeğinde yaşam mücadelesi veren bir mağdur.
Kimi zaman ebeveynleri olmadan hayata atılan yetim birer yürekler.
Onlar çocuklar....
İçimizi ısıtan, her daim yüzümüze gülümseme yayan.
Geriye gelmeyecek çocukluklarını en iyi şekilde ve çocukça yaşamayı hakeden...
Herkese sevgiler :)))
Sabah Pandora’yı okudum, hatırladım.Unutmuşum ben bugünün hareket günü olduğunu. O zaman bende bir şeyler yazayım.Madem “action” günü :)
Pandora, yoksulluktan dem vurmuş, global bir yaraya parmak basmış. Yoksulluğun bitmesi mümkün olmasa da (hele hele bu son ekonomik kriz en güçlü devletleri bile sarsmışken) dileklerine canı gönülden katılıyorum.
Bense çocuklardan bahsedeceğim. İçimden öyle geldi :D
Çocuklar; Tanrı'nın bu günahkar dünyaya gönderdiği melekler değil mi sizce? Her bakışları birer masumiyet timsali.
Ruhları, tıpkı bir hamur gibi iyiliğe veya kötülüğe yoğrulmaya hazır. Temiz ve saf kalpli.
Onları ağlatan sadece kırılan ya da alınmayan bir oyuncak .Belki de yemek istemedikleri bir yemek. (Ya da bulamayıp, yiyemedikleri)
Gözleri ise yetişkinlerin yorgun bakışlarına karşın çakmak çakmak.Işıl ışıl...
Hayal dünyaları, hepimizi beşe katlar. O kadar kocaman, eşsiz ve fantastik :)
Büyüdükçe omuzlarına binecek yığınla yükten habersiz, kendi dünyalarında birer süper kahraman onlar. Güçlü ve kurtarıcı...
Onlar ; günbegün yaptıkları ve öğrendikleriyle ağzımızı açık bırakan zeka kumkumaları. Geleceğin dahileri :)
Bazen ortalığı birbirine katan, haşarılıklarıyla bezdiren yaramaz yumurcaklar.
Bazen de herhangi bir odaya girdiklerinde o odanın havasını değiştiren, yumuşatan, merhamet duygusu saçan afacanlar.
Kimi zaman savaşın ne anlama geldiğini bilmeden, savaşın göbeğinde yaşam mücadelesi veren bir mağdur.
Kimi zaman ebeveynleri olmadan hayata atılan yetim birer yürekler.
Onlar çocuklar....
İçimizi ısıtan, her daim yüzümüze gülümseme yayan.
Geriye gelmeyecek çocukluklarını en iyi şekilde ve çocukça yaşamayı hakeden...
Herkese sevgiler :)))
Bu Blogda Ara