Diyarbakır 1. Sulh Ceza Mahkemesi, 20.10.2008 tarih ve 2008/2761 esas sayı ile vermiş olduğu kararı yoğun itiraz ve yoğun telefon trafiği sebebi ile şu an yeniden incelemeye almıştır. Muhtemelen inceleme sonucu varacağı kararı bu gün öğleden sonra açıklayacaktır.
Yaptığım telefon görüşmelerden bu bilgileri elde ettim. Öğleden sonra çıkacak olan yeni karar da eğer bizlerin aleyhine olursa, durumun düzeltilmesi ve "3.kişilerin hak ihlallerinin düzeltilmesi" şeklinde dava açmak gerekecektir. Bu durumda toplu dava da düşünülebilir. Son durum hakkında haber alır almaz buraya yazmaya çalışacağım, sevgilerimle....
LÜTFEN BU GÜNKÜ HÜRRİYET GAZETESİNDE FERAİ TINÇ'IN YAZISINI OKUYUNUZ. AŞAĞIYA KOPYALIYORUM!!!!!!
Bloglar kapatıla kollar kırıla
CUMARTESİ Yıldız Sarayı’nin mabeyin köşkünde İslam Konferansı Örgütü Genel Sekreteri Prof. Ekmeleddin İhsanoğlu ile sohbet ettik.
Bugün onun anlattıklarından söz etmek istiyordum. İslam Konferansı Örgütü’nün Birleşmiş Milletler’den sonra en büyük uluslararası örgüt olarak giderek artan ağırlığını, Müslüman dünyasının kendi içindeki tartışmalarda atılan adımları, Prof. Ekmeleddin İhsanoğlu’nun, dünyayı sarsan karikatür krizinden sonra ilk kez Danimarka’ya yaptığı ziyarette konuşulanları anlatacaktım.
Orada, İslam dünyasında hiç özeleştiri, hiç tartışma yok iddialarına karşı, "Her din gibi Müslümanlık da tartışmalarla gelişmiştir ve tartışmalar hálá devam etmektedir" deyişini. Basın özgürlüğü konusunda örgütün açılımını anlatacaktım.
Ama anlatamayacağım çünkü başımızı kaldırıp dünyayı izleyecek hal bırakmayan bir duruma saplandık.
BLOGLARA KARARTMA
DÜN, bizim Dış Haberler Servisi’nden, genç arkadaşım Emre Kızılkaya’dan bir mesaj aldım.
"İnternette YouTube’dan sonra şimdi de Blogger yasaklandı. Milyonlarca bloga toptan yasak kondu. Yazdığım bloga da ulaşımım kesildi" diyordu.
Diyarbakır’da bir mahkemenin kararıyla yasaklanan tek bir blog ama yüzbinlercesine ulaşım engelenmiş durumda. Üstelik bu blogun neden kapatıldığı da belli değil. Bir blog için "kapatıla" hükmü kesiliyor, o blog sağlayıcısında bulunan tüm bloglara ulaşım engelleniyor.
Emre çok önemli bir noktayı daha hatırlatıyor: "Türkiye’den binlerce blog yasaklandı. Blogların da haber kaynağı olarak kullanılmaya başlandığı düşünüldüğünde aslında binlerce dergi ve gazete sansürlenmiş gibi. Biz de gazeteci olarak bu bloglardan yararlanıyoruz. Son 6 ay içinde bu bloglardan yararlanarak sayfaya koyduğumuz haber sayısı 100’ü aşkındır."
Artık internet bizim önemli kaynaklarımızdan biri.
Ben internetsiz gazetecilik dönemime göre çok daha fazla kaynağa çok daha kısa sürede ulaşabiliyor, görüşmek için uzun yollar aşmak zorunda olduğum kişilerle bloglarda buluşabiliyor, sorularıma yanıtlar bulabiliyorum. Bilgiye ve değişik yorumlara ulaşabiliyorum.
Ama artık ulaşamıyorum. Her seferinde, o kapatma yazısı sinir bozucu biçimde karşıma çıkıyor: "Bu siteye erişim mahkeme kararıyla engellenmiştir.".
Bağımsız düşüncenin kendini ifade etme olanağı bulduğu bu mekan, gazeteciliğin gelecekteki çok önemli araçlarından.
Titizlikle düzenlenmesi gereken demokrasi forumu.
Ama yedi yıldan beri AKP hükümeti, bu konuda hiç bir iyileştirmeye gitmedi.
DARBE ÜSTÜNE DARBE
HABERALMA özgürlüğüne yönelik darbelere bir yenisi de önceki akşam eklendi. Bu da, basına karşı yaratılan düşmanlığın etkisiyle "havaya giren" bir güvenlikçinin tekmeleriyle geldi. Ankara Sheraton’ın önünde Başbakan Erdoğan’ın resmini çekmek isteyen Hürriyet muhabiri Selçuk Şenyüz, işgüzar güvenlik görevlisi tarafından itildi ve tekmelendi.
Dün kendisini aradığımda konuşamadım. Sabah dokuzda girdiği ameliyat, saat bir de hálá devam ediyordu.
Sheraton Otel’deki düğüne basının girmesi yasakmış, Selçuk kapıda Başbakan’ın bir fotoğrafını çekip döneceğini söylemiş. Ama kim dinler? Göğsüne yediği bir darbe ile yere düşmüş.
Orası Ankara. Türkiye’nin başkenti. O kentin en gözde otellerinden birinin önünde gazeteci tekmeleniyor.
Bloglar mahkeme kararı ile kapatılıyor. İfade özgürlüymüş, halkın haber alma hakkıymış, özgürlükler darbelerle sürekli sakatlanıyor.
Burası Türkiye. İçerisiyle uğraşmaktan dışarıya bakmaya hal mi kalıyor?
IYA KOPYALADIM.
Yaptığım telefon görüşmelerden bu bilgileri elde ettim. Öğleden sonra çıkacak olan yeni karar da eğer bizlerin aleyhine olursa, durumun düzeltilmesi ve "3.kişilerin hak ihlallerinin düzeltilmesi" şeklinde dava açmak gerekecektir. Bu durumda toplu dava da düşünülebilir. Son durum hakkında haber alır almaz buraya yazmaya çalışacağım, sevgilerimle....
LÜTFEN BU GÜNKÜ HÜRRİYET GAZETESİNDE FERAİ TINÇ'IN YAZISINI OKUYUNUZ. AŞAĞIYA KOPYALIYORUM!!!!!!
Bloglar kapatıla kollar kırıla
CUMARTESİ Yıldız Sarayı’nin mabeyin köşkünde İslam Konferansı Örgütü Genel Sekreteri Prof. Ekmeleddin İhsanoğlu ile sohbet ettik.
Bugün onun anlattıklarından söz etmek istiyordum. İslam Konferansı Örgütü’nün Birleşmiş Milletler’den sonra en büyük uluslararası örgüt olarak giderek artan ağırlığını, Müslüman dünyasının kendi içindeki tartışmalarda atılan adımları, Prof. Ekmeleddin İhsanoğlu’nun, dünyayı sarsan karikatür krizinden sonra ilk kez Danimarka’ya yaptığı ziyarette konuşulanları anlatacaktım.
Orada, İslam dünyasında hiç özeleştiri, hiç tartışma yok iddialarına karşı, "Her din gibi Müslümanlık da tartışmalarla gelişmiştir ve tartışmalar hálá devam etmektedir" deyişini. Basın özgürlüğü konusunda örgütün açılımını anlatacaktım.
Ama anlatamayacağım çünkü başımızı kaldırıp dünyayı izleyecek hal bırakmayan bir duruma saplandık.
BLOGLARA KARARTMA
DÜN, bizim Dış Haberler Servisi’nden, genç arkadaşım Emre Kızılkaya’dan bir mesaj aldım.
"İnternette YouTube’dan sonra şimdi de Blogger yasaklandı. Milyonlarca bloga toptan yasak kondu. Yazdığım bloga da ulaşımım kesildi" diyordu.
Diyarbakır’da bir mahkemenin kararıyla yasaklanan tek bir blog ama yüzbinlercesine ulaşım engelenmiş durumda. Üstelik bu blogun neden kapatıldığı da belli değil. Bir blog için "kapatıla" hükmü kesiliyor, o blog sağlayıcısında bulunan tüm bloglara ulaşım engelleniyor.
Emre çok önemli bir noktayı daha hatırlatıyor: "Türkiye’den binlerce blog yasaklandı. Blogların da haber kaynağı olarak kullanılmaya başlandığı düşünüldüğünde aslında binlerce dergi ve gazete sansürlenmiş gibi. Biz de gazeteci olarak bu bloglardan yararlanıyoruz. Son 6 ay içinde bu bloglardan yararlanarak sayfaya koyduğumuz haber sayısı 100’ü aşkındır."
Artık internet bizim önemli kaynaklarımızdan biri.
Ben internetsiz gazetecilik dönemime göre çok daha fazla kaynağa çok daha kısa sürede ulaşabiliyor, görüşmek için uzun yollar aşmak zorunda olduğum kişilerle bloglarda buluşabiliyor, sorularıma yanıtlar bulabiliyorum. Bilgiye ve değişik yorumlara ulaşabiliyorum.
Ama artık ulaşamıyorum. Her seferinde, o kapatma yazısı sinir bozucu biçimde karşıma çıkıyor: "Bu siteye erişim mahkeme kararıyla engellenmiştir.".
Bağımsız düşüncenin kendini ifade etme olanağı bulduğu bu mekan, gazeteciliğin gelecekteki çok önemli araçlarından.
Titizlikle düzenlenmesi gereken demokrasi forumu.
Ama yedi yıldan beri AKP hükümeti, bu konuda hiç bir iyileştirmeye gitmedi.
DARBE ÜSTÜNE DARBE
HABERALMA özgürlüğüne yönelik darbelere bir yenisi de önceki akşam eklendi. Bu da, basına karşı yaratılan düşmanlığın etkisiyle "havaya giren" bir güvenlikçinin tekmeleriyle geldi. Ankara Sheraton’ın önünde Başbakan Erdoğan’ın resmini çekmek isteyen Hürriyet muhabiri Selçuk Şenyüz, işgüzar güvenlik görevlisi tarafından itildi ve tekmelendi.
Dün kendisini aradığımda konuşamadım. Sabah dokuzda girdiği ameliyat, saat bir de hálá devam ediyordu.
Sheraton Otel’deki düğüne basının girmesi yasakmış, Selçuk kapıda Başbakan’ın bir fotoğrafını çekip döneceğini söylemiş. Ama kim dinler? Göğsüne yediği bir darbe ile yere düşmüş.
Orası Ankara. Türkiye’nin başkenti. O kentin en gözde otellerinden birinin önünde gazeteci tekmeleniyor.
Bloglar mahkeme kararı ile kapatılıyor. İfade özgürlüymüş, halkın haber alma hakkıymış, özgürlükler darbelerle sürekli sakatlanıyor.
Burası Türkiye. İçerisiyle uğraşmaktan dışarıya bakmaya hal mi kalıyor?
IYA KOPYALADIM.
0 Responses to "SON DURUM"
Yorum Gönder