Dün Sevgili Meltem'in Belgrat Ormanı'nda piknik yapacağını öğrenince keşke bizde bir yerlere gidebilsek diye düşünmüştüm. Pazar günü bir toplantı olduğu için plan yapamamıştık. Ama öğleden sonra, aile dostlarımızdan bir çağrı aldık " biz piknikteyiz, hemen siz de gelin " diye.İşlerimizi bitirip koşa koşa gittik. Piknik yaptığımız yer bizi çağıran dostların şehir dışında yeni satın aldıkları bir 'tarla'. Arkadaşlarımızın isteği buraya küçük bir kır evi yapıp, büyük alanı meyve ve diğer ağaç türleriyle değerlendirebilmek. Kendi sebzelerini yetiştirebilmek . Toprağı avuçlayıp, tabiatla baş başa olabilmek . Çocukları beton duvarlar arasından çıkarmak...Elbette suyu elektiriği olmayan , yolu bile tekerlek izlerinden ibaret bir arazi ile uğraşmak kolay değil. Ama bu uğraşma süreci de insanları mutlu ediyor. Şehir insanı yalnız kariyer peşinde koşmak istemiyor. Bahçe ve toprak özlemi çekiyor. Artık 'küçükte olsa bir bahçem olsun' çabasındayız.
Eskiden revaçta olan şehir merkezlerinde oturmaktı. Şimdi şehir dışı bahçeli evler moda. Bu tür evler hem geniş ve kullanışlı oldukları için hem de bahçelerinden dolayı tercih ediliyor. İnsanlar bu evlerin getireceği maddi ve manevi zorlukları göze almakta. Doğaya ve doğal olana dönüş hayatımızın her anını etkiliyor.Kişiliğimizi, arkadaş seçimimizi, yediğimizi içtiğimizi, giydiğimizi, evimizin dekorasyonunu, yaşam kalitemizi...
0 Responses to "Doğaya Dönüş"
Yorum Gönder