İÇİMDEN GELDİ YAZDIM etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
İÇİMDEN GELDİ YAZDIM etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

İyi ki doğdun DERYA'NIN OĞLUŞU (SİHİRLİ OKLAVA)

Author: LUGAS // Category:

8 Mart pazar günü sevgili arkadaşım Derya'nın (sihirlioklava) oğluşunun doğum günü.Daha bir gün var doğum gününe ama hem sabırsızlandım hem de yarın pazar evde olmayıp yazma fırsatı bulamayabilirdim.

Canım arkadaşım daha çok yeni tanıdım seni ama şu kısa zaman içinde seni görmediğim halde çok sevdim dilerim dilediğin herşey gerçekleşir doğum gününde.

Her yeni gününüz bir önce ki günden güzel geçer inşaallah ailen ve sevdiklerinle geçirebileceğin dolu dolu,mutlu, sağlıklı, huzurlu koskocaman bir ömür yaşa. Gül, mutlu ol, doya doya yaşa hayatı.

İyi ki doğmuşsun küçük prens.

Umarım birgün yüzyüze de kutlama fırsatı bulabiliriz doğum gününü Nice senelere...

HER YERDE KAR VAR VE ACI BİR HABER

Author: LUGAS // Category:

Cumartesi günü ablamın kayınpederini kaybettik. Pek sık görüştüğümüz söylenemez ama çok severdim. Ablam da öyle bir dediğini iki etmez peşinde pervane olurdu kendi babasından bulamadığı sıcaklığı onda bulmuştu sanki. Tanıdığım kadarıyla çok iyi, kimsenin iyisine kötüsüne karışmayan kendi halinde namazını kılan Kur'an'nını okuyan bir insandı. Evden Camiiye, Camiiden eve kimseye bir zararı olmayan tertemiz bir adam. İki haftadır hastalıkla boğuşuyordu artık yenik düştü ve acı haberi geldi bir türlü kurtulamadım etkisinden aklıma geliyor gözlerim doluyor sürekli.
Hava şartlarından gidemedik yanlarına ama Ablamın halini düşündükçe daha bir kahroluyorum. Elim titreye titreye telefon ettim dayanamadım zar zor bir kaç kelime konuşabildim.
Ne diyeyim ölüm çok acı gerçekten bir daha onu görememe düşüncesi bitiriyor insanı. Sevdiklerini düşünüyor insan bir ölüm haberi alınca ya diyorum ya onlara birşey olursa ben ne yaparım ve bunları düşündükçe kalp kırmamaya gayret ediyorum. Hiç değmiyor inanın.
Rabbim rahmet etsin çocuklarına eşine sabırlar versin.

Hava şartlarından gidemedik dedim gerçekten ne kadar güzel bir kar yağmıştı. 2 senedir hasret kalmıştık bu görüntüye. Evimizin önündeki parkta çocuklar kartopu oynuyor, kardan adam yapıyor, kayıyor doyasıya gülüp eğleniyorlardı. Kızımı da babası götürdü parka karla tanışsın diye ama bizim kız salıncağa binmek, kaymak istemiş o yüzden de biraz huysuzlanmış. Babası kara yatırmış çekmiş fotoğraflarını zaten herkesin elinde bir makina çocuklarını çekiyorlardı Allah bilir ama daha bu görüntüleri ancak fotoğraflarda göreceğiz gibi geliyor bazen, küresel ısınmadan dolayı yinede dediğim gibi Allah bilir tabii ki bizler bilemeyiz. İnşallah devamı gelir bu beyaz güzelliğin.


Gerçi biz kar yağdı diye sevinirken, oyunlar oynarken bir yerlerde hala evsiz insanlar soğuktan hayatlarını kaybediyorlar.İçim acıyor bu haberleri gördüğüm zaman yazıklar olsun bize diyorum ama elimden de bir şey gelmiyor Allah yardımcıları olsun. Tabii devletimizde yardımcıları olsun ki böyle acı haberler duymayalım bir daha.



İşte bir iki fotoğraf size demiştim ya huysuzlanmış diye o yüzden fazla fotoraf çekememiş babamız.








Kara yatırmış babası kuzumu :)Evde salıncağı var aslında ama yinede parka gider gitmez salıncaklara koşar cimcime :)

MİMLENDİM

Author: LUGAS // Category:
Evet sonunda bende mimlendim kardelen arkadaşım sağolsun çok teşekkür ederim.

1.) Yakınınızda bulunan ilk kitabı alın.
2.) 161. sayfayı açın.
3.) 5. cümleyi okuyun.
4. )Blok sayfasına yazın.
5. )En güzel cümle ve en güzel kitabı seçmeyin.Sadece yakınınızda olan ilk kitabı alın.
6.) 5 blog arkadaşınıza yollayın.


1.) Yakınımda masamın üzerinde duran kitabımı aldım (yemek kitabı)
2.) 161. sayfasını açtım
3.) 5. cümleyi okudum "1.5 su bardağı sıcak su ilave edip kapağını örtünüz "
4.)blog sayfama yazdım
5.) tam bilgisayar masamın üzerinde duruyordu özellikle seçmedim
6.) 5 blog yazarı arkadaşıma yolluyorum

1. http://turuncutatlar.blogspot.com/
2. http://kzmveben.blogspot.com
3. http://sevilaltunel.blogspot.com
4. http://3prenses.blogspot.com
5. http://ikizlerinannesi-ikizlerinannesi.blogspot.com/

TUVALET ALIŞKANLIĞI

Author: LUGAS // Category:
Bugün tam 7. günümüzdeyiz bezimizden kurtulalı gündüzleri kupkuru kuzum artık çişi gelince söylüyor hemen koşuyoruz tuvalete yapıyoruz çok mutluyum kızım hayatındaki en önemli sınavlarından birini de geçmiş oldu böylelikle.
Her ne kadar ara sıra kakasını söylemekde gecikipde küçük kazalar yaşasak da olsun bu çok büyük bir ilerleme bence düşünsenize tam iki yıl hep bezine yapmaya alışmış bir anda mucize beklememeliydim ama kızım beni çok şaşırttı hemen ikinci gününde söyleme başladı maşaallah aman nazarlar değmesin biricik kızıma.
Bende bu önemli sınavımızı nasıl atlattık sizlere biraz anlatmak istedim. Yeni başlayacak anneler inşaallah okurlarsa belki birazcık olsun bir katkım olur diye düşündüm.
Bir iki gün içinde öğrendi dedim ya aslında aylardır hazırlık yapıyordum yavaş yavaş bir iki ay öncesinden güzel, kullanımı rahat bir lazımlık almıştık kızıma önceleri oyuncak gibi oynamasına izin verdim daha sonra tuvalete kaldırdım bunun yeri burası dedim. Tuvalete gideceğim zamanları söylemesi ayıp çişim geldi diye koşturuyordum kızımda biraz alışkanlık kazansın diye hatta bazen o da giriyordu tuvalete lazımlığına oturuyordu öylece kıyafetleriyle. Ben bu şekilde olması gerektiğini gerçekten bilmiyordum ama dün bir internet sitesinde bu yazığımın aynısının bir doktor tarafından yazıldığını gördüm bilmeden meğer ne doğru bir uygulama yapmışım. Çok etkisi oldu bu davranışlarım daha sonraları kızımda ben tuvalete giderken benimle birlikte girmeye başladı üzerindekileri çıkarttırıp oturuyordu lazımlığına çiş yapmıyordu ama olsun lazımlığın o amaçla alındığını anlamış oldu.
İşte böyle bir iki ay geçti en son geçtiğimiz pazartesi günü lazımlığa çişini yapınca karar verdim bundan sonra bez takmayacağım dedim. Komşum Özlem Hanımın çok faydası oldu bu konuda sağolsun. Sadece bir tek pijamayla dolaşsın kilot bile giydirme demişti dediği gibi yaptım giymediği ne kadar pijama varsa hazır ettim ve kendi kendime söz verdim hiç bir şekilde ne yaparsa yapsın asla kızmayacağım dedim bu konuda çocuk kadar annenin de hazır olması çok önemli .
İlk iki gün kabus gibiydi çişim var deyip tuvalete gidiyorduk yapmıyordu ama tuvaletten çıktığımız an nereye olursa oraya yapıyordu altı yedi tane pijama kirletti. Kirlenen pijamalarını bir leğene koyup hadi yıkayalım dedim beraber yıkadık sürekli konuştum çişin gelince bana söyle akıllı kızlar öyle yaparlar diye anlattım durdum ve üçüncü gün artık tamamen öğrenmiş oldu güzel kızım. Çişi gelince gösteriyor ben üzerini çıkarıyorum kendisi koşuyor tuvalete ışığı yakıyor, lazımlığa çişini yapıyor, bir güzel onu tuvalete döküyor söylemesi ayıp totosunu siliyor ve musluğu açıp bay bay yaparak gönderiyor çişleri evlerine :) sonrasında yine ışığı kapatıyor ve pijamasını pek beceremese de giymeye çalışıyor.
Tuvaletini yapmayı öğrendikten sonra çok da değişti kendine güveni geldi sanki büyüdüğünün farkına varıyor bana göre herşeyi kendisi yapmak istiyor yürüyüşü bile değişti efe efe yürüyor sanırsınız erkek çocuğu:)
Dediğim gibi bu işe başlamadan önce kendiniz hazır olmalısınız sonra çocuğunuzu hazırlamalısınız gerisi kendiliğinden geliyor zaten.
Benim kızım şu an tam 23 aylık 2-2.5 yaş ideal diyor zaten doktorlar bu yaşlarda tutabiliyorlarmış artık tuvaletlerini.
Gece de bağlamıyorum ben bez öylece yatıyor üç gün kuru, iki gün biraz çişini yapmış uyandı ama o kadar olur daha da iyi olacak inşaallah.
Benim naçizane önerilerim bu kadar. İnat haline getirilmemeli güzellikle bir hafta kadar deneyip olmuyorsa tekrar beze devam edilmeli diye düşünüyorum.
Herkese kolay gelsin..

İNŞAALLAH OKUYORSUNUZDUR

Author: LUGAS // Category:
Dün şahit olduğum bir saygısızlığı yazmadan edemedim. Yazımı yazarken çok dua ediyorum inşaallah bir gün bir yerlerde okurlar bu yazdıklarımı ve belki azıcık arları varsa utanırlar ve birdaha böyle bir haraketi tekrarlamazlar.
Dün Kızılaydan dönüyorduk minibüsle, en arka koltuğa üç kişi oturdu. Çok acıkmışlarmış! açtılar ellerinde ki poşetleri ekmek arası bir şeyler yemeye başladılar bu yetmez gibi bir yandan da meyve suyu mu açalım ayran mı açalım diyorlar. Birisi yaşlıca bir bayan diğerleri genç bir bayan ve bir erkek. Yaşlı olan, erkeğe(büyük ihtimal oğluna) diyor ki sende ye yemeğini ben cevap olarak bekliyorum ki yok dolmuşta ayıp olur nerdeee demez mi burası biraz sıkışık yoksa bende yerdim..
Yanlarında ki koltukta da küçük bir kız oturuyor canı çeker mi çekmez mi dolmuş leş gibi yemek kokar mı kokmaz mı hiç umurlarında değil. Bağıra çağıra konuşmaları da cabası mobilya beğeniyorlarmış, sanırım gençler nişanlı biraz daha inmeseler dolmuştan herhalde bütün hayat hikayelerini öğrenmiş olurduk.
Biraz söylendim eşim sakın ilgilenme dedi yoksa şoföre söyleyecektim. Onca kişiden hiç kimse itiraz etmedi bu saygısızlığa, iğrençliğe.
Yazılacak o kadar söz var ki ama maalesef onlar kadar fütursuz saygısız olamadığım için yazamayacağım dediğim gibi inşaallah bu yazımı okurlar.

YAZIKLAR OLSUN

Author: LUGAS // Category:
Kahramanlar gibi karşılandılar, bir ellerinde güller, bir ellerinde imralı canisinin posterleriyle, zafer işaretleri yaparak, güle oynaya halaylar çeke çeke...
Sanki onlar değildi yüz binlerce canımıza kıyan onlar değildi anaları babaları gözü yaşlı bırakan, minicik yavruları yetim bırakan. Nasılda bir zafer edası yüzlerinde o çirkin gülüşleriyle.
Hrant Dink öldü diye ayağa kalkan bizler, Merve öldü diye ayağa kalkan bizler, milli maç var diye ekranların başından ayrılamayan sokaklara dökülen, biz milletiz biz türkiyeyiz diye haykıran bizler öylece seyrettik.
Elleri kanlı, yürekleri kapkara, caniler, kalpsizler, vicdansızlar, sokaklarımızda dolaşacak şehitlerimizin kanlarıyla sulanan caddelerimizde, sokaklarımızda hiç bir şey olmamışcasına...Öfkemi, kinimi anlatacak söz bulamıyorum sadece yazıklar olsun diyorum.

UYUZ SUYU ŞELALESİ

Author: LUGAS // Category: ,

Eşim bir belgeselde görmüş bu şelaleyi haftasonu gidelim diye çok ısrar etti. Gaz parası çok gider, çocuk küçük onca yola dayanamaz deyip ikna ettik gitmeyecektik onun yerine yine Beypazarına gidip dönecektik.

Pazar sabahı geldi babamlar bizi aldılar çıktık Beypazarına doğru yola. Yol boyu harika gelincik, papatya ve kiraz ağacı manzaralarıyla vardık Beypazarına ama festival varmış, sokaklarda adım atacak yer yok aşırı kalabalıktı giremedik çarşıya eşim buraya kadar gelmişken görelim o şelaleyi dedi. Babam kıramadı Nallıhan'a doğru yol almaya başladık. Önce Çayırhanda Kuş Cennetini gördük muhteşem bir manzaraydı

Ankarada gezip görülecek yer yok, denizi yok diyenler görmeliydi bu güzelliği öyle heybetli bir dağı da vardı ki kırmızı,mavi ve beyaz renklerin buluşmasıyla oluşmuş sanki boya kalemleriyle çizilmiş kelimeler yetersiz kalır anlatmaya. Kıpkırmızı bir toprak nasıl olur rabbim neler yaratmış, mavimsi toprak sanırım kildi birde bizim oraların(beypazarı) genelde toprağı beyazdır özelliği nedir bilemiyorum ama dağlarımız bembeyazdır. İşte böyle güzelliklerin arasından geçerek Nallıhan'a vardık.

Küçük bir marketten yiyecek, içecek malzemelerimizi alıp şelalenin yolunu sorduk bir genç tarif etti bize ama nasıl etmiş çok bedduamızı aldı :)dediği yönde en az 20 km. yol gittik sonra bir araba rastgeldide sağolsun bizim kaybolduğumuzu anlayıp durdu Allahtan biliyormuş şelaleye giden yolu tekrar geri döndük Nallıhana oradan Bolu yoluna doğru gitmemizi söyledi tekrar yanlış anlaşılma olmasın diye bir benzincide inip sorduk nerededir bu şelale diye çok ilginç oranın yerlisi bile bilmiyordu bilen bir yolcu benzin alırken bizim sorduğumuzu görüp yanımıza geldi o daha önce gitmiş çok zor bulmuş detaylıca tarif etti sağolsun.

Göynük sapağından sola dönüp en az 20 km gittik sonra tabelayı nihayet görebildik. Öyle bir güzellik barındıracaksın ilçende ve hiç bir şekilde ne bir tanıtım ne bir tabela koymayacaksın nasıl çalışıyor belediyesi anlamadım. Karacasu köyünün içinden bir yol uzanıyor dağ boyunca öyle bir yol ki bir adım öteni göremiyorsun kıvrım kıvrım heryanı çam ağacı mis gibi çam kokuları geliyor dolana dolana dağın neredeyse zirvesine vardık yol çok kötü değildi asfalt olmasada düzgündü arabayla rahat çıktık 7 km. yazıyordu tabelada.

Şu kıvrımı geçelim varırız diyoruz yok burayı dönünce görürüz yok ama görülecek bir yerde değilmiş bizden önce giden birkaç araba varmıştı onları görünce durduk bizde yoksa mümkünü yok rabbim sanki kimseler görüp bilmesin diye saklamış.

Bilmiyorum ne söylesem çok güzel,harika,muhteşem,mükemmel yok hiç biri anlatmaz o güzelliği o tertemiz havayı o bemberrak suyu anlatmaya.

Şelaleyi görebilmek için biraz daha aşağı inip yürümek gerekiyor oraya araba inemiyor suyun içinde biraz gezindik çok kuvvetli akmıyor su bu yıl bayağı yağmur filan yağdı ama yinede yeterli olmadı demekki duyduğumuza göre uyuz hastalığına iyi geliyormuş o su o yüzden ismi uyuzsuyu şelalesi akarsu normalde buz gibi olur ya bu suyun bir özelliğide yaz- kış sıcaklığının 36 derece olmasıymış çok özlemişim dağ havasını insanın bir ömür orada kalası geliyor.

Çok güzel ve çok yorucu bir gün geçirdik kilometrelerce yol gittik ama değdi şelale 21 haziranda kuruyormuş önümüzdeki seneye kadar birdaha gidemeyiz artık.

Ankaraya yaklaşık 190 km mesafede gittiğimiz yer yaklaşık 50 lira kadar gaz yaktı araba üstelik biz birde yolu kaybedik 20-30 km fazladan gitmiştik buna rağmen 50 lira çok iyi bence imkanı olan herkes görmeli.

Dönüşte Davutoğlanda oturan akrabalarımıza da uğradık inekler,köpekler kediler, tavuklar tam çiftlik gibi evleri taze taze süt verdiler bize .

Bu durumdan en çok memnun olan tabii ki kızımdı doyasıya koşturdu güldü eğlendi zaten tam bir araba hastası çok iyi geldi bu gezi inşaallah daha güzel yerlerde görür.
Yazmayı unuttum birde karacasu köyünün girişinde köy sofrası diye bir mekan vardı içine girmedik ama yöresel lezzetler sunduklarını duydum dışarıdan da oldukça güzel görünüyordu.

Detaylı bilgiler için bu siteyi bir ziyaret edin derim sevgiler.


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...